Şu anda Vatan Partisi’ne dudak büken sosyal demokratlar ilerde AKP’ye stepne bile olabilirler. İşçi düşmanı AKP iktidarı bundan sonraki herhangi bir grevde CHP içindeki bu kaynağı sermaye lehine kullanmak için elinden geleni yapacaktır
DR. ABDULLAH KÖKTÜRK
İstanbul Maltepe Belediyesi’nde DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası bağlısı temizlik işçilerinin yaptığı 5 gün süren grev çok öğretici oldu.
Maltepe, İstanbul’da CHP’nin yıllardır kazandığı belediyelerden biri. Ancak 5 günlük grevde CHP seçmeni gerekli sabrı gösteremedi ve çoğunlukla hakkını arayan işçilerin karşısında durdu.
CHP tabanı, toplanmayan çöp görüntülerinin ilerde AKP’ye yarayacağını söylerken, bir yandan da işçilerin istediği ücreti yüksek bulduğunu açık açık beyan etti. Bazen hakarete varan söylemlerle, temizlik işçilerini aşağılayarak ve kendi emekli maaşını da belirterek, “nihayetinde bir çöpçü olan işçinin yüksek ücret talep ettiğini” söyledi. Bazen de, “üniversite mezunu çocuğu asgari ücretle çalışırken, çöpçülerin 5 bin TL istediğini” bilhassa vurguladı.
Sosyal demokrat olarak emeğin yanında durması gerekenler, açık açık işçi düşmanlığı yaptılar. ‘Sosyal demokrat’ Maltepe Belediyesi’nin toplu sözleşmede işçi istekleri üzerine çıkardığı asılsız haberlere inanarak grev kırıcılarını alkışladılar. CHP’li Meclis Üyeleri çöp toplarken ‘şerefle’ kameralara poz verdiler.
Grev işçinin hakkı ve en büyük silahıdır. İşçi hakkını alabilmek için en uygun zamanda grev yapabilir. Hatta iktidar ve muhalefet arasındaki çelişkiler kendine yarıyorsa bunu kullanmayı da düşünme hakkı vardır. AKP pandemi dolayısı ile tüm grevleri yasaklarken, CHP’li belediyelerdeki grevlere siyaseten göz yumduysa, buradan işçilerin grev yapmaması gerektiğini düşünmek mantıklı değildir. DİSK Genel-İş’in bu zamanda greve çıkmak için AKP ile anlaştığını düşünmek ise sadece akıl tutulmasıdır. Burada CHP’lilerin sorması gereken DİSK’li işçilerin CHP’li belediyelerde neden grev hakkını kullandığı değil, diğer işçilerin bu hakkı neden kullanamadığı olmalıdır.
Maltepe ve Kadıköy Belediyelerinde sağlanan anlaşma ileriki günlerde CHP’li Ataşehir, Kartal, Beşiktaş ve Bakırköy belediyelerinde başlayacak toplu sözleşme görüşmelerine örnek olacağı gibi, toplu sözleşme hakkını çeşitli sebeplerle kullanamayan AKP’li belediyelerdeki işçileri de tetikleyerek onların yararına da sonuçlar doğuracaktır.
Gerçekten çok öğretici oldu. Bunu biz görüyoruz da başka işçi düşmanları görmüyor mu sanıyorsunuz? Bundan sonra bu CHP tabanı ile top gibi oynarlar. Şu anda Vatan Partisi’ne dudak büken sosyal demokratlar ilerde AKP’ye stepne bile olabilirler. İşçi düşmanı AKP iktidarı bundan sonraki herhangi bir grevde CHP içindeki bu kaynağı sermaye lehine kullanmak için elinden geleni yapacaktır.
Sorulduğunda kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlayan CHP’liler, 1917 devriminden sonra Komünizme baraj olacağı düşünülen “sosyal demokrasi”nin SSCB ile beraber tarihe gömüldüğünün farkında değiller.
Sosyal Demokrasi bitince CHP tabanı da kendi öz benliğine kolayca dönebildi. Bu benlikten en fazla laiklik ayakta kaldı. Halkçılığın ne olduğuna cevap verecek fazla CHP’li olduğunu sanmıyorum. Ama kendi aralarında, partideki Alevilerden rahatsızlıkları konusunda tartışmalarına bakarak bir sonuca varılabilir. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakın arkadaşı olan CHP’li Maltepe Belediye başkanına destek verirken Aleviliğini değil, işçi düşmanlığını düşünmüş olmalılar.
CHP’liler hala cumhuriyetçiler, ama bu 29 Ekim’de sokağa çıkma cumhuriyetçiliği. Yoksa cumhuriyet ile demokrasinin benzer şeyler olduğunu düşünecek kadar demokrasiye uzaklar. Deniz Gezmiş’i ölüm yıldönümünde resmini paylaşacak kadar devrimci, aynı zamanda İYİ Parti ile yarışacak kadar milliyetçiler. İşçinin karşısında olanlar, ister istemez sermaye yanında mevzi alırlar. Sermaye ne kadar devletçi olursa onların devletçiliği de o kadar olur.
Sosyal demokratlar yine aslan ama, kuyruklarını tramvay çiğnemiş durumda.
PAYLAŞMAK İÇİN