“Tutup göğün maviliğine sığdırdım adlarını
yer yüzünü armağan ettim onlara
ödünsüz bağlılıklarına tutundum dil yurdumun
öyle uğurladım aynı anda halep’in on iki kapısından
çıkıp giden nesimi’nin mansur darında gül yanaklı
yardan gayrı her şey ortak diyenlerin yanına.”
ALİ EKBER ATAŞ
Kendini sürgün etmiş el memleketine [1]
[İlhan Başgöz Hocamıza]
kış düğümlerinden azad yaz kokularında doğa
hız kesmeyen dalına asıyor kendini zamanın
zaman ki ölüm sağanağıdır yağıp duran ömrümüze
körmüdür ki görmez külümsediğini be zalım
omzuna bir kuş konuyor adamın bir türkü kuşu
dil tarih zamanlarından ta uzun nefes isteyen
953 senesinin sansaryan hanı üç numaralı odası
duvarda yazılar şiirler şiirlerde hep enver
el yazısından tanır onun burada kaldığını ilhan
nereden bulmuşsa kalemi punduna getirip
döşemiş duvarlara eğin’in ela gözlü son türküsünü…
failâtün’le vurur üç numaralı hücresinin kapısına
aynı ölçüler aynı ses kalıplarında bulur yankısını
on iki numaralı hücrenin kapısından
sansaryan han’ın taş duvarları arasında
iki eski dost yeniden buluşur tabutluklarda
ilhan ki ikinci bir muzaffer şerif olmadan
sürgün etmiş kendini el memleketine
neyse ki yurdunda şimdi
tutup göğün maviliğine sığdırdım adlarını
yer yüzünü armağan ettim onlara
ödünsüz bağlılıklarına tutundum dil yurdumun
öyle uğurladım aynı anda halep’in on iki kapısından
çıkıp giden nesimi’nin mansur darında gül yanaklı
yardan gayrı her şey ortak diyenlerin yanına
(4 Şubat/16 Nisan 2021)
[1] Bu şiir, İlhan Başgöz’ün mezun olduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde bugün (16.04.2021) fakültenin hocaları, öğrencileri ve sevenlerinin olduğu anma töreninde, ilk kez Yusuf Şaylan tarafından okundu.
PAYLAŞMAK İÇİN