Herkesin bir Deniz’i var

Hangi 68’liyle tanışmak isterdin, üç hakkın olsun!
Biri deniz, biri Bora, biri… Mahir desem nicesi kalacak, Sinan, Yusuf, Ulaş… Hepsi.
Zaten onların biri hepsi içindi, hepsi yine hepsi için.

HALDUN ÇUBUKÇU

Herkesin bir Deniz’i var.

Kendinde neyi bulmak, neyde efsaneleşmek istersen onu bulacağın bir Deniz.
Eylemlerindeki Deniz daha çok; yazdıklarındaki; mesela mektuplarındaki, babasına, arkadaşlarına yazdığı mektuplardaki Deniz daha az..
Mahkemedeki tutumlarında daha çok; savunmalarındaki fikirlerden koparılan bir Deniz…
En çok fotoğraflarındaki Deniz…
Onun boyun eğdiği tek zaman… Okurken.
Bir de kardeşine mirası: “…kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum; bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir”
Bunu da ilk önce, bir zamanlar hayran olduğum bir zekâ tespit etmişti…
Bu cümle o kadar önemliydi ki… Deniz’i bulmak bu cümleyi bulmaktı.

***
Herkesin bir Deniz’i var…
Sabah 7:30 haberlerinde idam edildiklerini öğrendiğimde, çaresizlikle çöküp sobanın yanına ağlamıştım sessiz sessiz, annem babam biraz sonra kalkacaklar, onlara gözyaşlarımı göstermemek için erkenden çıkmıştım.
Merdivenlerden Seyfure abla iniyor, bankaya gidiyor.
O merdivenlerde kimler vardı bir yıl kadar önce?
Mustafa Kuseyri, Niyazi Yıldızhan… ve nicesi. Dev – Genç İşçi – Köylü gazeteleri, Atatürk’ün kalpaklı “Bağımsızlık ve Özgürlük Benim Karakterimdir” yazılı bağış kartpostalları. Teksir makinesi.. Şubat 1970 Sivas’ı
“Seyfure abla Deniz Gezmişleri idam etmişler”
Seyfure abla, merdivenlerin demir trabzanına tutunuyor, inanmak istemiyor, acısıyla, göz yaşıyla bırakıp kaçıyorum.

Sonra benim de bir Deniz Gezmiş’im oluyor. Ölmediklerini anlatıyorum. Bulgaristan’a verildiklerini, yaşadıklarını… Döğüşüyorum alay edenlerle.
Ölümsüz bir arkadaşım oluyor.
Ve ona ilişkin anılarım oluşmaya başlıyor…
Sonra arkadaşım oluyor Hemşerim Ahmet, THKO Davası’nın idam hükümlü 6. mahkumu Ahmet Erdoğan, Niğde cezaevinden çıkınca yarım kalan okulunu bitirmeye geliyor; ODTÜ’de oluyoruz; ne hikayeler oluyor… Hemşerim Ahmet’in anlattığı Deniz ve diğerleri.
Belki de onun için okuldan çok Eymir’e gidiyorum 🙂

Herkesin bir Deniz’i var…
Yanı sıra Yusuf ile Hüseyin olan.

Sonra en çok sevdiğim fotoğraflarından birinin bu olduğunu biliyorum: Bora ile mahkemede oldukları. ( Başka nerede olur! Adliyede nümayişten yargılanma durumuna hep gülüyorum.)
68’den tanışmak istediğin üç kişi söyle:
Biri Deniz, Biri Bora… biri Mahir… biri Sinan, Ulaş, Cafer… Biri hepsi.
Biri hepsi içindi onların.

Hepsi yine hepsi için.

Ne demişti Cemal abi:
“herkesin bir tanrısı var / sen ölünce ölüyor o da”

Evet, herkesin bir de Deniz’i var.
Sen ölünce…
O ölmüyor.
O hiç ölmüyor, yanında Yusuf ile Hüseyin…

halduncubukcu@hotmail.com