Harflere Can Veren Sanatçı: Mümtaz Sevinç

O zamana kadar hayatımda hiç tiyatro izlememiştim. Böylece ilk gittiğim tiyatroda sahnede birdirbir atlayarak tiyatroya başladım. Çocuk gözümle o dünyayı çok sevdim. Onlar da beni sevdiler

 

AV. CEM BAYINDIR

Çocukluğumun bir parçası sayılabilecek “radyo tiyatrosu” ya da “arkası yarın” adlı radyo oyunlarındaki sesler bugün bile kulaklarımdadır. İnanılmaz bir diksiyon, doğru bir Türkçe, doğru vurgular ve güçlü ses tonlarıyla kimler yoktu ki…

Kâmuran Usluer, Kâmran Yüce, Kerim Afşar, Toron Karacaoğlu, Ali Ejder Akışık, Beyhan Saran, Birsen Kaplangı, Cüneyt Türel, Erol Kardeseci, Işık Yenersu, Rüştü Asyalı, Alev Sezer, Afif Yesari, Tijen Par, Tomris Oğuzalp,  Agâh Hun, Alpay İzbırak, Ani İpekkaya, Bedia Muvahhit, Bilge Zobu, Arsen Gürzap, Sezai Aydın, Jeyan Mahfi Ayral, Necdet Mahfi Ayral, Mazlum Kiper, Soner Ağın, Kerem Yılmazer, Çetin Tekindor, Adalet Cimcoz ve Mümtaz Sevinç…

İşte, yaşamımızda yer etmiş, kulaklarımızdan silinmeyecek bu seslerden biri de tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Mümtaz Sevinç’ti.

Bundan 16 yıl önce, 24 Ocak 2006’da yitirdiğimiz Sevinç 9 Şubat 1952’de Elazığ’da Sürsürü Mahallesi’nde doğmuş, daha çocuk yaşlarda Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oyunculuğa başlamış, Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünü bitirmiş, nükleer fizik alanında yüksek lisans eğitimi görmüş; sonradan yönünü tiyatroya çevirmiş; devlet tiyatrolarında, özel tiyatrolarda, dizi, sinema filmlerinde oynamış, yüzlerce yabancı filmde başrol oyuncularını seslendirmiş ve radyo tiyatrolarında görev almıştır.

Özellikle, Nâzım Hikmet’in şiirlerini inanılmaz güzellikte okuyan, Mümtaz Sevinç, yabancı sinema filmlerindeki dublajlarda Antony Hopkins, Michael Douglas, Michael Landon, Don Johnson, Steve McQueen, Steve Martin, Paul Newman, Alain Delon, Jean Paul Belmondo gibi oyuncuları seslendirmiş ve sesi bu yabancı sanatçılarla özdeşleşmiştir.

https://www.youtube.com/watch?v=vRrfRrHUEKI&t=289s

Eğitimi sırasında Ankara Birlik Tiyatrosu’nda tanıştığı Vasıf Öngören’in desteğiyle tiyatro sanatını meslek edinmeye karar verip, bir süre Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu’nda, 1978 yılından sonra da Ankara Devlet Tiyatrosu’nda görev aldı. 1994’te İstanbul Devlet Tiyatroları’nda çalışmaya başlayan Sevinç, Nazım Hikmet’in “Ferhad ile Şirin” oyunundaki rolüyle “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazanmıştır. .

Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda, özel tiyatrolarda yüzlerce oyunda önemli roller oynayan Mümtaz Sevinç’in oyuncu olarak görev yaptığı birçok da sinema ve dizi filmi vardır. Ama onun en bilinen özelliği insana huzur veren inanılmaz ses tonu ve dile olan hakimiyetidir.

Baba filminde, Miami Vice dizisinde, San Francisco Sokakları’nda (Müfettiş Steve Kell) dizisinde, Köle Isaura’da, Bonanza’da (Küçük Joe Cartwright), Küçük Ev’de (Charles Ingalls), Dallas’ta (Küçük Joe)  tüm seslendirdiği kişiler onunla Türk insanının gönlüne, hafızasına yerleşmişlerdir.

Nebil Özgentürk’ün “Bir Yudum İnsan” adlı belgeselini seslendirdiği dönemde bu belgeselin tanınması ve sevilmesinde de büyük katkısı olmuştur.

2000 yılında İstanbul’da “Düşün Sahnesi” adıyla kendi tiyatrosunu kurmuş ve ilk olarak da Nazım Hikmet’in yaşamına giren üç kadın, Münevver, Piraye ve Vera’ya yazdığı şiirlerinden derlenen “Bir Çift Sözümüz Var Aşka Dair” adlı tek kişilik oyunu sahnelemiştir.

“Bu derlemeyi yaptığımız zaman çok başka türlü bir şey çıktı karşımıza. Elbette Nâzım tartışmasız çok büyük bir şair. Ama şiirler arka arkaya geldiğinde bambaşka biçimde, çok daha görünür hale geldi. Bu kadar sahici, umutlu büyük bir sanatçıyla karşı karşıyaydık. Coşkuları, umutları, heyecanları, aşkları çok sahici. Bu oyunu oynarken parçalanacağım herhalde. Böyle bir oyunu seyretmek de izleyici açısından hem çok keyifli hem de çok zor. Yani seyircinin işi de öyle kolay değil.”

https://www.youtube.com/watch?v=FjxS8piooN0

Söz ettiğim gibi, 1970’lerdeki dizileri en çok sevmemizin ve anımsamamızın nedenlerinden biri Mümtaz Sevinç’in etkileyici, yumuşak, sıcak ve karizmatik sesiydi. Gerçekten de onun sesi, oyunculuğundan öne çıksa da sanatçının profesyonel mesleği tiyatro oyunculuğudur.

Köy Enstitüsü mezunu öğretmen babası Azmi Bey, onun mühendis olmasını istediğinden Hacettepe Üniversitesi’nde fizik mühendisliğine girdiğini ve burayı bitirdiğini söyleyen Sevinç, çocuk yaşlarda Ankara’ya taşınmalarını ve tiyatroya ilgisinin başlangıcını şöyle anlatır:

“Şivemle okuldaki arkadaşlar dalga geçiyorlardı Ankara’ya geldiğimde. Kırık bir Türkçeyle konuşuyordum. Mahallemizde bir tiyatrocu abimiz vardı; Nurtekin Odabaşı. Bir oyunda birdirbir atlaması gereken çocuğa ihtiyaç varmış. Daha 10 yaşındaydım. Beni aldı tiyatroya götürdü.
O zamana kadar hayatımda hiç tiyatro izlememiştim. Böylece ilk gittiğim tiyatroda sahnede birdirbir atlayarak tiyatroya başladım. Çocuk gözümle o dünyayı çok sevdim. Onlar da beni sevdiler. Ertesi yıl Peter Pan adlı çocuk oyununda bana bayağı önemli bir rol verdiler.

Ama ben bu arada müthiş bir şekilde Türkçemi düzeltme çabasına girdim. Babam öğretmen olduğu için Türkçeye özen gösterme çabası vardı evde. Ama buna o kadar eğilmiyordum. Çünkü Elazığ’da böyle bir ihtiyaç yoktu. Ankara’ya gelince bunun ciddi bir çabasına girdim ve bir çocuk oyununda önemli bir rol üstlendim. Aynı yıl Ankara Radyosu Çocuk Saati sınavına girdim ve kazandım. Burası çok iyi bir kurumdu. Çok iyi bir eğitim aldım.”

https://www.youtube.com/watch?v=1bMRLsYaQ38

Lise öğrenciliğinde Gazi Lisesi’nde ilk boykotu yapanlardan, organize edenlerden biri olduğunu belirten Mümtaz Sevinç, üniversitede de siyasal çizgisini sürdürmüş ve Dev-Genç’li olmuştur.

12 Mart sonrası Ankara Birlik’ten Vasıf Öngören, Halil Ergün, Mustafa Alabora, Erdoğan Akduman gözaltına alınınca, kendisi de bir süre takibata uğramıştır. Bu dönemde işsizliğin getirdiği krizde Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu’ndaki “Nalınlar” oyununda konuk oyuncu olmuş, Tuncer Necmioğlu ve Yılmaz Onay ile birlikte “Oyuncular Birliği”ni kurmuş, sonra da Ankara Devlet Tiyatrosu’na girmiştir.

Nebil Özgentürk’ün dediği gibi, çok başarılı bir aktör, sıcak yüreği, gülümseyen yüzü ile sevenlerinin sıkı dostu olan Mümtaz Sevinç unutulmaz ve efsanevi sesi sonsuza değin kulaklarımızda dolaşacak…

Sözlerimi, yakın arkadaşı değerli ozan Abdullah Nefes’in onun için yazdığı şiiriyle bitiriyor, onu rahmet ve saygı ile anıyorum:

 

OYUN BİTTİ AKTÖR SELAMDA

 – Mümtaz Sevinç için-

 

Ölümü onun
Suda yansımasıdır
Yaratışın.
Sesin duvar sesine
Ulanmasıdır.
Ve eski
Giysi
Dolaplarında
Çürümesidir alkışların.
Ölümü
Onun
Buzdaki çığlığıdır
Ağlayan maskenin.
Gülen zulmüdür
Şanoda
Gölge insanın.
Gözün göze değdiği an
Bin yüzün
Canlanışıdır yeniden
Derinden.
Ölümü
Onun
Bir armağandır
Sessizliğe
Kendinden.
Çığlık çığlığa
Kan damlasına
Dönüşüdür aşkın.
Ardında
İnik zaman
Adlı perdenin.

 

 

KAYNAKÇA:

 

PAYLAŞMANIZ İÇİN