HANİ BUNUN İLK SAHİBİ… Galata kulesi Fatih’in mi Sülün Osman’ın mı?

Selimiye Kışlası, Zeynep Kamil Hastanesi, Paşakapısı Cezaevi, Vahdettin Köşkü, Adile Sultan Sarayı, Beylerbeyi Polis Evi, Abraham Paşa Konağı, Sait Halim Paşa Köşkü ve Ihlamur Kasrı’nın da içlerinde bulunduğu İstanbul’daki 65’i İBB’ye, 36’sı ilçe belediyelerine ait 101 taşınmazın sahibi artık Vakıflar Genel Müdürlüğü. Bunun CHP’li belediyelere yönelik, özellikle de CHP’nin elindeki İBB’yi mülksüzleştirme olduğu çok açık da benim aklıma takılan, Galata Kulesi’nin gerçek sahibinin kim olduğu.

Mecit ÜNAL
mecitunal@gmail.com

11-17 Mayıs Vakıflar Haftası nedeniyle genel müdürlük binasında basın açıklaması yapan Vakıflar Genel Müdür’ü Burhan Ersoy, Galata Kulesi’nin Vakıflar’a devrinin mahkeme kararıyla tescillendiğini açıkladı. Ersoy, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün arşivinde Galata Kulesi’nin Fatih Sultan Mehmet’e ait Kule-i Zemin Vakfı’nın olduğunu, Başbakanlık Osmanlı arşivleri kayıtlarında da buraların aynı vakfa ait göründüğünü belirtti.

İBB’Yİ MÜLKSÜZLEŞTİRME

Ersoy, Selimiye Kışlası, Zeynep Kamil Hastanesi, Paşakapısı Cezaevi, Vahdettin Köşkü, Adile Sultan Sarayı, Beylerbeyi Polis Evi, Abraham Paşa Konağı, Sait Halim Paşa Köşkü ve Ihlamur Kasrı’nın da içlerinde bulunduğu İstanbul’daki 101 tarihi binanın Vakıflar adına tescil edildiği bilgisini verdi. Yani İstanbul’daki 65’i İBB’ye, 36’sı ilçe belediyelerine ait bu 101 taşınmazın sahibi artık Vakıflar Genel Müdürlüğü.

Sayın Genel Müdür’ün açıklamasına göre, 1957’de çıkarılan bir kanunla eskiden vakıf malı olup da değişik zamanlarda vakıfların elinden alınan mallara ilişkin olarak Hazine, belediyeler ve özel idarenin elindeki malların tesciliyle ilgili bir düzenleme yapılarak İstanbul’da birçok tarihi-kültürel taşınmazın varlığı kaydedilmiş.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün nereye, kime, hangi bakanlığa bağlı olduğunu bilirsek tescilin art anlamını da kavrayabiliriz sanırım.

Ersoy, “1943 yılında kanun yeni çıktığında kuleyi sahipsizlikten İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerine kaydetmişler. Biz yaptığımız araştırmalarda buranın Kule-i Zemin Vakfı’na ait olduğunu görerek 13 Mayıs 2019’da geri istedik. O zaman şu andaki belediye başkanımız görevde değil”di dese de, bunun bir anlamının CHP’li belediyelere yönelik, özellikle de CHP’nin elindeki İBB’yi mülksüzleştirme olduğu çok açık.

Bir anlamı da şu; sata sata elde avuçta bir şeyin kalmadığı ülkede sıranın kültür varlıklarına geldiğini ileri sürmek için ekonomist, borsacı veya emlak simsarı olmaya hacet yok. Görünen o ki bu tarih ve kültür varlıkları da Kız Kulesi’nin akıbetine uğrayacak! 90’ların başında Sunay Akın’ın düzenlediği “Şiir Cumhuriyeti” etkinlikleriyle kumarhane yapılmaması için uğraş verdiğimiz Kız Kulesi’nin başına gelenler ortadayken Selimiye Kışlası’nın, Adile Sultan Sarayı’nın ya da Galata Kulesi’nin olası akıbetini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.

Sülün Osman

KULENİN GERÇEK SAHİBİ

O değil de, benim, Galata Kulesi’nin gerçek sahibinin kim olduğuna kafam takıldı… Fatih mi, kuleyi defalarca satan Osman Ziya Sülün, Nam-ı diğer Sülün Osman mı?

İlk işi 1948’de Fatih’te yeni tuttuğu evin sahibini dolandırmak olan bu milli dolandırıcımız, Tarihi Yarımada’daki birçok tarihi-kültürel varlığı; tramvayları, meydan saatlerini, şehir hatları vapurlarını, Galata Köprüsü’nü Kayserili, Konyalı açıkgöz hacıağalara satması, kiraya vermesiyle ünlüdür. “Sülün Osman Pırr” adlı öyküsünde adını kullandığı için Aziz Nesin’i mahkemeye veren, hayatı filmlere konu olan Sülün Osman’ın Sülün Osman’ın maceraları saymakla bitmez. En büyük maceralarından biri Galata Kulesi’ni satmasıydı. Bir gün kim bilir kaçıncı satışı sırasında yakayı ele verdi. Mahkemedeki savunmasında, “kusura bakma Hakim Bey. Memlekette Galata Kulesi’ni satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu kuleyi satarım” demişti.

Hapihanedeyken “Alınteri ile Yaşamak” konulu bir konferans verdiği de rivayet olunan Sülün Osman 1984’teBeyoğlu’nda kaldığı bir otelde kalp krizinden öldü ve Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldü. Fatih Sultan Mehmet, 1481’de çıktığı yeni seferde daha yolun başında Gebze yakınlarındaki Hünkar Çayırı’nda hastalandı ve orada ölmüştü. Fatih’in zehirlendiği de rivayet edilir.

Cenevizlilerin yaptırdığı Galata Kulesi ise yapılışından bu yana geçen 672 yılda kim bilir kaçıncı kez sahip ve el değiştirerek var olmayı sürdürüyor.

“Mal sahibi mülk sahibi” diyor Yunus Emre çağlar ötesinden, “hani bunun ilk sahibi”?