Gara’dan sonra

Sonuçlarına baktığımızda bu harekât Gara’ya değil Erdoğan’a yönelik olabilir. Siyasi ve ekonomik olarak zor durumda olan Erdoğan liderliğindeki iktidar, büyük ümitler bağladığı Gara’da kullanacağı bir zafer kazanamamıştır.

Dr. ABDULLAH KÖKTÜRK

PKK’nın yaklaşık 6 yıldır elinde tuttuğu ikisi MIT daire başkanı olmak üzere, asker ve polislerden oluşan 13 kişilik grubun kurtarılması amacıyla düzenlenen harekatın başarısızlığı konusunda iktidar sözcüleri haricinde nerdeyse herkes hemfikir.

Harekatın hiçbir gizlilik kaidesine uyulmadan peş peşe yapılan açıklamalar ile açık edilmesi akla mantığa sığmaz demeyeceğim. Bu kadar hata ancak planlanarak yapılabilir.

Yıllardır bölgede harekât yapan TSK’nın bu kadar acemice davranması ve siyaseti de bunca hataya yönlendirmesinin bir izahı olmalıdır.

ERDOĞAN BAŞARISIZ HAREKATIN SİYASİ SONUÇLARINA KATLANACAKTIR

Harekatın askeri stratejisi üzerine konuşacak kadar yetkin görmüyorum kendimi. Felaketle sonuçlanan harekatın kamuoyuna duyurulmasının üzerinden 1 gün geçmeden 718 HDP’linin 40 şehirde gözaltına alınması da harekatın siyasi hedefini açıklamaktan uzaktır.

Harekatın başarısız olması bir yana toplamda ikisi yüzbaşı rütbesinde olmak üzere resmi açıklamaya göre 16’ya ulaşan kayıp vardır.

Erdoğan’ın geçen hafta, çarşamba günü bir müjde açıklayacağını söylemesi, 13 devlet görevlisinin kurtarılması yanında, PKK liderliğinden birkaç kişinin yurda getirileceğine inandırıldığını göstermekte.

Harekât başarılı olsa Erdoğan bunun siyasi rantını yiyecekti. Başarısız olunca da siyasi sonuçlarına katlanacaktır.

HAREKÂT GARA’YA DEĞİL, ERDOĞAN’A YÖNELİK OLABİLİR

Sonuçlarına baktığımızda bu harekât Gara’ya değil Erdoğan’a yönelik olabilir. Siyasi ve ekonomik olarak zor durumda olan Erdoğan liderliğindeki iktidar, büyük ümitler bağladığı Gara’da kullanacağı bir zafer kazanamamıştır.

Siyasi iktidarın ülke içinde şiddeti arttırmaktan başka seçeneğinin kalmadığı görülmekte. Ancak aynı ırmakta iki kez yıkanılamayacağını iktidar da biliyor olmalı. Yeni bir Haziran-Kasım 2015 sürecini yaşamaya ülkenin mecalinin olup olmadığı şüpheli.

Her ne kadar teker teker tekelci sermayenin isteklerine onay verdikleri görülse de, muhalefetin dağınık yapısı siyasi olarak güçlü bir iktidar alternatifi vermemekte. Meclis, parti liderlerinin Salı açıklamalarının kamusal alanına dönmüş durumda. Türkiye’deki sermaye birikim rejimi tüm rezervlerini tüketmiş durumda.

Bu sebeplerle dünyadaki post küreselliğin egemenleri ve bunların ülkedeki ortakları mevcut yarım askeri rejimin tam askeri rejime dönüşmesini istiyor olabilirler. Yalnız ve sahipsiz bu ülke daha yaşayacağı felaketlerin en büyüğünü yaşamamış olabilir.

BEĞENDİYSENİZ LÜTFEN PAYLAŞINIZ