Gannez!

Bir gün obanın ileri gelenlerinden biri bu çocuk bizden olmayabilir der. Şaşırır anne baba. Peki ne yapacaklardır? Basit bir yolu vardır. Çocuk bir gece mezarlıkta bırakılacaktır. Obanın evladıysa sabah gittiklerinde orada bulacaklar, değilse asıl sahipleri götürmüş olacaktır

 

 

EMİNE SUPÇİN

Bizim köyde anlatılan eski bir hikayedir, gannez. Vakti zamanında Türk obalarının birinde bir çocuk doğar. Anasını emer, büyür. Her geçen gün irileşir, semirir, yürümeye de başlar. Fakat anne-babasının boğazını düğümlendiren bir kusuru vardır çocuğun. Her şeyi tamdır ama konuşmayı öğrenemez. Az daha büyüsün konuşur muhakkak diye düşünülür. Günler geçer ama tek bir söz çıkmaz ağzından. Üstelik sağır da değildir ki dilsiz olsun.

Bir gün obanın ileri gelenlerinden biri bu çocuk bizden olmayabilir der. Şaşırır anne baba. Peki ne yapacaklardır? Basit bir yolu vardır. Çocuk bir gece mezarlıkta bırakılacaktır. Obanın evladıysa sabah gittiklerinde orada bulacaklar, değilse asıl sahipleri götürmüş olacaktır.  

Anne babanın içine sinmez sinmemesine de az ileride bekleriz, korkarsa hemen koşar alırız diye düşünürler ve çocuğu bir akşamüstü mezarlığa götürüler. Kıyamaz anası elbette. Altına kalınca keçeler koyar, sırtına yün kazaklar giydirir yavrusunun. En sevdiği oyuncaklarını bırakıp çekilirler yanından. Az ötedeki çalılıkların ardına saklanırlar.

Başlarlar beklemeye. Gün batar, alacakaranlık çöker. Gittikçe kararan ve soğuyan havadan tedirgin olur anacığı, yüreği de ağzındadır. Daha ne kadar bekleyeceklerdir canım, almalıdır artık yavrusunu. Tam yerinden doğrulup çocuğun olduğu yere doğru adımını atacakken tuhaf, insanı ürperten, çatallı ve çirkin bir ses duyarlar:

“Ganneeeez!”

“Hı?” der bizim ufaklık. Meğerse adı Gannez’miş. Bizimkiler boşuna bir Türk ismi vermişlermiş. Nereden geldiği anlaşılmayan o çirkin ses devam eder:

“N’apıyorsun?”

Acaba konuşabiliyor mudur çocuk? Anne baba merakla kulaklarını kabartırlar. Önce kırkırdayarak güler velet.

“N’apayım? Yiyip içip Türk’ün bağrına sıçıp dururum.”

Kaç yıldır, kaç bin gannez yiyip içip bağrımıza sıçmaya devam ediyor? Bırak yiyip içip bağrımıza yapmalarını, bırak soyup soğana çevirmelerini, yetmedi; memleketin demografisini değiştirmek ve içeriden yere sermek için düşman konuşlandırıyorlar. Gannezler küçük değil, bildiğin yetişkin ve bu halkın dilini konuşmuyorlar!

İşte o kadar!  

 

paylaşmanız için