Fillerin paraşütle atlama saatinde ormanda dolaşmayınız!

STK’lara kayyum atamak neyi önler? Koronavirüs hangi saatlerde devriye gezer? Kadın cinayetlerini protesto eden kadınlar neden gözaltına alınmalıdır?… Bunların ve bunlar gibi bilmecelerin yanıtları bu yazıda.

MECİT ÜNAL

Soru: Gündüzün saat 12’de ormanda neden dolaşılmaz?

Yanıt: Fillerin paraşütle atlama saatidir…

Çocukluğumuzda moda olan Amerikan bilmecelerinden biriydi bu.

Mutena semtlerde yaşayan arkadaşlarımız bilirlerdi böyle bilmeceleri. Kenar mahallelerde oturan bizleri faka bastırmak için sorarlardı. Bilemezdik tabii. Ama bizim de bildiğimiz bilmeceler vardı ki yanıtını onlar bilemezdi.

Bu Amerikan bilmecelerinin bazıları iki adımdan oluşurdu.

Birincisinin bilemediğimiz yanıtlarıyla bizi faka bastıran çocuklar, ikincileriyle üstünlüklerini daha bir pekiştirir, kıs kıs gülerlerdi. Yanıtları hiç aklımıza gelmeyen bir şey olurdu genellikle. Soru kadar, hatta sorudan da muzip olurdu yanıtlar çoğunlukla…

Yukardaki bilmece de iki adımlı. İkincinin soru ve yanıtı birinciden de muzip:

Timsahlar neden yassıdır?

Gündüzleyin saat 12’de ormanda dolaştıkları için.

Bir tanesi de şöyleydi aklımda kaldığı kadarıyla:

Dört fil bir Volkswagen’e nasıl binerler?

…!

İkisi öne ikisi arkaya…

Peki arabayı hangisi kullanır…?

…!

Ehliyeti olan…

“POST- NORMAL”

Bunları, işte tam da içinde yaşadığımız bu Amerikan bilmecelerine benzer absürdlükleri –saçmalık,- anlatmak için hatırlattım.

Siz, siz olun fillerin paraşütle atlama saatinde ormanda dolaşmayın.

Dolaşırsanız mı?

Timsahlar gibi yamyassı olursunuz maazallah! Fillerden kurtulsanız il hıfzı sıhha kurullarının salgın yasakları biner tepenize. Ormanda destursuz dolaştığınız için 1593 sayılı yasanın 282’nci maddesi uyarınca 3 bin 150 lira idari para cezası yersiniz. Kazdağları’nda yaşam savunucularına kesilen bu cezanın toplamı ne kadar biliyor musunuz?

600 bin lira!

Böyle o kadar çok saçma durumlar var ki hayatımızda, belki de saçma yerine akıldışı demek gerekecek.

Çünkü Türkiye, tarihinin en akıldışı zamanlarını yaşıyor. Öylesine akıldışı ki, akıldışı değil!

“Post- normal” de diyebileceğimiz -aşağı yukarı 20 yıldır içinde bulunduğumuz- sürecin tümü için saptayabiliriz bu olguyu.

İşin kötüsü, tüm toplumca kanıksadığımız bir durum bu.

BUNLAR AKILDIŞI DEĞİLSE…

Sağlık Bakanı’nın her gün sosyal medya hesabından açıkladığı test, vaka, hasta ve ölü sayılarını mesela, öylesine kanıksamış haldeyiz ki, rakamların her geçen gün büyümesi dikkatimizi çekmiyor, umursamıyoruz. Oysa büyüyen her sayı nice ocakların sönmesi, salgının da kırım aşamasına sıçraması demek…

Kadınların kocaları, sevgilileri, kardeşleri tarafından öldürülmesi -bu yazının yazıldığı gün akademisyen Aylin Sözer öldürüldü ve yakıldı…

Taciz ve tecavüzün gündelik olay haline gelmesi…

Salgında işsiz kaldıkları için intihar eden müzisyenler…

İşsiz kalan garsonlar, komiler, temizlikçi kadınlar…

Cumhurbaşkanı Danışmanı, Vakıfbank YK üyesi ve Spor Bakanı yardımcısı eski milli güreşçimizin diplomasının sahte çıkması…

Bir değil, iki değil tam beş maaş birden alan bürokratlar…

Aynı torbaya doldurularak yargılanan insanlar…

Aynı torbaya doldurularak yapılan yasa değişiklikleri…

Bunlardan ve daha onlarcasından yeni “bilmeceler” yapılamaz mı?

Örneğin şu:

Soru: 65 yaş üstü yurttaşlar 13.00 ila 16.00 saatleri arasında neden sokağa çıkamaz?

Ben şundan daha iyi bir yanıt bulamadım doğrusunu isterseniz:

Koronavirüsün devriye gezme saatidir…

Aklıma gelen bir tanesi de şöyle:

Kadın cinayetleri nasıl önlenir?

Cinayetleri protesto eden kadınlar gözaltına alınarak…

STK’LARA KAYYUM ATAMAK NEYİ ÖNLER?

Ama TBMM çoğunluğu, geçen yılları da hesaba katarsak, torbalar dolusu üretti bunlardan.

Örneğin, “ileri saat uygulaması neden kalıcı olmalıdır?” yollu bir bilmecenin yanıtı pekâlâ şu olabilir

-Ormanlardaki maden sahalarını kullanacak şirketlerden 10 yıl arazi bedeli alınmaması için!

Torba yasalarda böyle sayısız bilmece var!

Meclis’in 2020 yılı bitmeden apar topar ürettiği son iki bilmece ise, bana kalırsa şunlar:

Elektrik piyasası en iyi nasıl düzenlenir?

Tarım toprakları, zeytinlikler, SİT alanları HES, RES, JES, KES ve LES’lerin tarumarına açılarak…

Ya, elektrik piyasası düzenlenirken halkın çıkarları nasıl korunur?

Tarım toprakları, zeytinlikler istimlak edilerek!

Pekiiii…

Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı nasıl önlenir?

…!

Bilemediniz, STK’lara kayyum atayarak!

Yüce Meclis 2021’de başka nasıl bilmeceler üretecek “post-normal”de, bugünden tahmin yürütebileceğimiz bir şey değil. Ancak benim bildiğim şu:

Çok sayıda olacak ve bütün bu bilmeceleri çözmek için Türkiye’nin onlarca yıl harcaması gerekecek.