Emperyalist Ülke, Küresel Güç, Bölgesel Güç

Afganistan’ı işgal ettiğinde Sovyetler Birliği için bazı çevreler, ‘Sosyal Emperyalist’ tanımını kullanmaya başlamışlardı. 1968’de Sovyet güçlerinin Çekoslovakya’ya girişi ve Çek yönetimin değiştirilmesi de kafaları karıştırmıştır. Küreselleşmeyi de Büyük İskender’den başlatanlar oluyor. Sosyal bilimlerde zaman ve mekânı daraltmaz iseniz ‘Büyük Patlama’ya kadar gidersiniz.

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Rusya Ukrayna’ya girince, bundan önce daha çok ABD için kullanılan emperyalist ülke tanımı Rusya için de kullanılmaya başlandı.

Nasıl bir emperyalist ülke ise, daha ekonomik yaptırımlar tam olarak başlamadığı halde Rus ülke parası ruble yüzde 50’ye yakın değer kaybetti. Rusya’nın güvenliğini sağlamak için kendi bölgesinde yaptığı harekatları veya işgalleri yayılmacılık olarak görebilirsiniz. Hatta Rusya’nın emperyal hayalleri olduğunu da savunabilirsiniz ama emperyalist ülke olmak başka bir şey.

Emperyalizm ile Sömürgecilik Farklı Şeylerdir

Emperyalist ülke iseniz dünyanın her yerinde kültürünüzle medyanızla etkili olmalısınız. Bu dil olur, okullar olur, sinema olur, basılı yayın olur. Yine dünya ekonomisinde etkili olur ve paranız dünyanın her yerinde geçer. Dünyanın çoğu yerinde siyaseti etkileyebilir, hükümetleri değiştirebilirsiniz. Sömürgeleştirmeden ilgi alanı olan ülkelerde politikayı belirleyebilirsiniz. Bu özelliklere sahip ülkeler başta ABD olmak üzere, İngiltere, Fransa ve Almanya’dır. Emperyalizmin sömürgecilikten en önemli farkı sömürgeci ülkeler sömürdükleri ülkeleri şekli olarak da kontrol ederken, emperyalist ülkelerin ülkeyi işgal etmesine gerek yoktur. Emperyalizm şekli olmayan yukarda saydığımız kültür, eğitim, moda vb alanlarda da etkili olur.

Bu kavram kargaşası yeni değildir. Afganistan’ı işgal ettiğinde Sovyetler Birliği için, başta Maocu olmak üzere bazı çevreler ‘Sosyal Emperyalist’ tanımını kullanmaya başlamışlardı. 1968’de Sovyet güçlerinin Çekoslovakya’ya kısa süreli girişi ve Çek yönetimin değiştirilmesi de kafaları karıştırmıştır. Ancak bunların hepsi SSCB’nin güvenlik alanı içinde olan olaylardır. Bugün de Rusya’ya emperyalist diyebilmemiz için yukarda bahsettiğimiz kıstasların olmuş olması gerekir.

Küreselleşmeyi de yayılmacılık ile bir görünce, bu sefer küresel güç, emperyal güç, hegemon güç, hatta süper güç kavramları da birbirine karışıyor.

Süper Güç, Hegemon Güç

Böyle olunca küreselleşmeyi, Büyük İskender’den başlatanlar da oluyor. Sosyal bilimlerde zaman ve mekanı daraltmaz iseniz ‘Büyük Patlama’ya kadar gidersiniz. Oysa ki, küreselleşmeyi “1990’ların başında Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra, bilhassa bilişim teknolojisi ve internet teknolojisindeki gelişmeler sayesinde para sermayesinin çok hızlı olarak dünyanın her yerine hareket etmesi” şeklinde tanımlarsak, terimi daraltmış ve yerli yerine oturtmuş oluruz.

Küreselleşmeyi tanımladıktan sonra, ‘küresel güç’ü tanımlamak daha da kolaylaşmaktadır. Küresel güç olmanın kıstasları; dünyadaki uyuşmazlık ve çatışmalara doğrudan müdahil olabilmek, okyanus aşırı başta olmak üzere dünyanın çok farklı yerlerinde menfaatleri olmak, enerji piyasalarını düzenleyebilecek güce sahip olmak, BM başta olmak üzere uluslararası örgütler ve devlet dışı sivil toplum örgütlerinde etkin olmak, nükleer silahlara sahip olmak, belirli kıstaslara göre hazırlanmış askeri güç sıralamalarında en yüksek kapasiteye sahip ülkelerin içinde olmak vb. dir. Bu kriterlerin hepsini sağlayan tek ülke ABD’dir. Rusya BM Güvenlik Konseyi daimî üyesi ve veto hakkı olan bir ülkedir. Başta Avrupa olmak üzere dünyadaki enerji arzını kontrol etme gücüne sahiptir. Nükleer güç sahibidir ve elindeki binlerce nükleer füze ile dünya savaşı başlatabilecek güce sahiptir. Yukardaki kriterlere göre Rusya ve Çin küresel güç olmaya aday iki ülkeden birisidir.

Dünya’nın tüm okyanuslarında ve büyük denizlerinde uçak gemileri, dünyanın her bölgesine yayılmış askeri üsleri bulunan, dünya çevresindeki uyduları ile tüm ticaret yollarını kontrol edebilen tek ülke ABD’dir. Bu ABD’ye, gücü sorgulanmaya başlasa halen ‘süper güç’ imkanı vermektedir. Aynı zamanda elindeki askeri gücü ile zor kullanarak, medya ve sivil toplum örgütlerindeki hakimiyetinin sağladığı avantaj ile de rıza sağlayarak, dünyanın büyük bölümünde hegemon olan ülke yine ABD’dir. 

Bölgesel Güçler

Bir de, küresel talebi olan bir metanın arzını sağlayabilen, bölgesindeki çatışmalarda taraf olduğunda problem çözme kapasitesi ve doğa bilimlerinde paradigma belirleyebilen bir akademisyen kadrosu bulunan, bölgesinde kurmayı hedeflediği etki alanındaki devletlerle etnik, kültürel ve tarihi bağları mevcut ve bu sayede ideolojik etki alanı oluşturabilme kabiliyetine sahip olan, gerektiğinde bölgesinde yapacağı askeri harekatlarda bağımsız hareket edebilecek kapasitede uluslararası siyasi güce sahip olan devletler de vardır. Bunlardan bazıları nükleer güce de sahiplerdir. Yukardaki kıstasların hepsine değilse bile, en az yarısına sahip olmak o ülkeye bölge gücü olma imkânı verir.

Bölgemizde İsrail ve İran bölge gücüdürler, Afrika kıtasında Güney Afrika, Güney Amerika’da Brezilya, Asya’da Hindistan bölge gücü sayılmaktadırlar.

Merak edenler için, Türkiye küresel güç kriterlerine sahip değildir. Bunun yanında Türkiye daha bölgesel güç bile değildir. Bölgesel güç olmaya çalışan bir ülke görünümündedir.