Cumhurbaşkanlığı sistemi müzisyenlere nasıl yardımcı olmuştu?

Bu konserler pandemiden fazlaca etkilenen müzik sektörünü rahatlatmak adına yapılıyordu ya!
Demek ki en çok etkilenen, boğazda yalısı, Bodrum’da yazlığı, milyarlık arabası olan bu zavallı ünlülermiş

 

HASAN BALAN

Hatırlarsanız pandemi’nin başında, geçen yıl Cumhurbaşkanlığı himayesinde dev bir bütçeyle 30 milyon Lira harcanarak dev bir organizasyonla bir dizi konser verilmişti; adı da Cumhurbaşkanlığı Yeditepe Konserleri’ydi.
Kamuoyunda oldukça tepki çeken bu proje hakkında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın meclise verdiği izahatı paylaşayım istedim.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen “İstanbul Yeditepe Konserleri”ne ilişkin yalan ve çarpıtma içeren yorum ve haberler hakkında bir açıklama yapılması gereği görülmüştür.” diye başlayan açıklamada, koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında müzik sektörünün geldiği iddia edilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile müzik camiasına destek amacıyla bir dizi konser etkinliği başlatılarak sektörün çarklarının yeniden dönmesinin sağlandığı belirtildi.
Bu konserler sayesinde, müzisyeninden ses ve ışık teknisyenine, sahne amirinden teknik personele kadar binlerce sektör çalışanı için yeniden istihdam imkanı doğduğu vurgulandı.
Katılan sanatçılar ülkenin en çok kazanan şarkıcılarıydı oysa.
Kimler vardı hatırlayalım: Ajda Pekkan, Sibel Can, Demet Akalın, Alişan, Funda Arar, Hakan Peker, Işın Karaca, Coşkun Sabah, Ümit Besen, Cengiz Kurtoğlu, Arif Susam, Serdar Ortaç, Sinan Akçıl, Muazzez Ersoy, Zekai Tunca, Özhan Eren, Orhan Hakalmaz, Ceyhun Çelikten, Ebru Yaşar, Bülent Serttaş… vs.
Bütçe oldukça yüksekti. Öyle ki tiyatrolara verilen üç yıllık teşvik yardımı bile bu rakama erişmedi.
Seyircisiz çekilen bu konserler, canlı yayınlandığı anlarda bile çok az kişi tarafından izlendi. Mesela Ajda Pekkan’ın canlı konserini sadece dokuz kişi izledi.
Normal zamanlarda, 60 bin ile 350 bin TL. arasında ücretlerle sahne alan bu ünlüler, sizce arkasında çalan gerçek ihtiyaç sahibi müzisyenlere kaç para koklattı?

Korona salgınından en çok etkilenen, en muhtaç sanatçıların bir kısmı, her zaman cumhurbaşkanlığı sisteminin şefkatli ve cömert kollarında destek buldular

O orkestralarda çalışan bir çok arkadaşım olduğu için ben biliyorum. Standart rakamı verdiler müzisyenlere.
Yani kendileri de normal zamandaki standart ücretlerini aldılar.
Hani bu konserler pandemiden fazlaca etkilenen müzik sektörünü rahatlatmak adına yapılıyordu ya!
Demek ki en çok etkilenen, boğazda yalısı, Bodrum’da yazlığı, milyarlık arabası olan bu zavallı ünlülermiş. Acıdım doğrusu.
Hatta içlerinden, saçları en boyalı olanı basına hüzünlü gözlerle açıklama yaptı.
“Benim aylık giderim 150 bin lira. Evet 15 milyarlık gayrimenkulüm var ama ben bu parayı bulamazsam en fazla üç ay dayanırım, ne yapayım evlerimi mi satayım?” diye acıklı ve bir o kadar da ibretlik bir açıklama yaptı.
Sözüm ona müzik emekçisinin ne kadar zor durumda olduğunu örnekledi.
Ekmek bulamayıp intihar eden müzik emekçisini görmezden gelenler, yanlarında duran kim varsa bir kez daha kıyak çekti.
Şaşırdım mı, yok!
Gerçi beklenti içinde olduğumuz değerli sanatçı büyüklerimiz de susarak katkı sunmayı tercih etti, o da ayrı bir konu.
Üzüldüm mü? Çok!

Diğer bir konu da, nereden nasıl türediği, merkezî adresi belli olmayan dernekler.
Bir araya gelmenin şart olduğunun daha keskin anlaşıldığı günlerde bir anda ortaya çıktılar.
Hepsi yardım ve destekleri kendilerinin organize ettiğini iddia edip üye toplama faaliyetlerine girişti.
Öyle yalan dolan şeyler paylaştılar ki sosyal medyalarında, neredeyse ben bile inanacaktım.
100 TL den 1000 TL ye kadar üyelik aidatı isteyenler oldu.
Size müzisyen kimliği vereceğiz diyen oldu.
İçlerinde iktidara yakın mevcut meslek birliklerine altarnatif olsun diye desteklenenler oldu. Hâlâ da aynı kavalı çalıyor bu arkadaşlar.
Her kriz kendi uyanığını yaratıyor demek ki.
Kültür bakanlığı desteklerinde emek sarf eden meslek birlikleri aşağıdaki gibidir

Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası (MÜZİK-SEN)  
Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZ-SAN)  
Popüler Müzik Sanatı Vakfı (POPSAV)  
Trakya Kültür Sanat Ve Eğitim Vakfı (TRAKSEV)
Türk Musikisi Federasyonu (TÜMFED)
Uluslararası Sahne Sanatçıları Federasyonu (USSAF)
Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG)
Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR)  
Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM)

Bu meslek birlikleri haricinde hiç bir dernek vs.yetkili kılınmamıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi desteklerinde emeği geçen isimler aşağıdaki gibidir
Mansur Yavaş, Ankara Kent Konseyi, Ersan Petekkaya, Haldun Karabudak, Abbas Hakan Yılmaz, Hüseyin Aygün, Gökhan Acar, Hasan Balan

 

Besteci, piyanist Cemal Karakuş, Neyzen Baba ve ben, o gün…

Yıl 2018.
Hayatımda tanıdığım en acayip adamlardandı.
Namıdiğer Neyzen Baba, Kemal Ünal ağabeyim.
Beşiktaş Çarşı gurubunun tribün önderlerindendi.
Geçen yıl bir anda kaybettik. Işıklarda uyusun.
Bir konser için İstanbul’a çağırdı beni. Sorgusuz, sualsiz gittim her zamanki gibi. Beylikdüzü’nde bir mekan.
Beşiktaş gecesi yapacağız.
Neyzen baba yolsuz kalınca konser düzenlerdi. Bu da öyle bir konser.
Provadan sonra, bizi günü birlik kiralanan evlerden birine yerleştirip gitti.
Tabi bizim uyumaya niyetimiz yok.
Cebimizdekileri birleştirip nevaleyi aldık. Nasılsa sabah Neyzen baba gelip maddi olarak rahatlatır bizi diye düşündük.
Gece uzun oldu. Öğleye doğru uyandık.
Eski dostum Cemal Karakuş “acıktık” deyince, binanın altındaki çorbacıya girdik.
Bu arada Neyzen baba da aradı, “yoldayım geliyorum” deyince de rahat rahat oturduk lokantaya.
Biz çorbaları içip, kahveleri yudumlarken Neyzen baba geldi.
Daha arabadan inerken lokantada ki çalışanlar başladı tezahürata “Beşiktaş Beşiktaş” vs.
Neyzen’le resim filan çekildiler.
Kalkma zamanı gelince Neyzen baba her zaman ki mahcubiyetiyle eğilip kulağıma “bende para bitti, sende varsa hesabı ver, akşam hallederiz” demez mi?
“Eyvah” dedim “Son paraları rakıya gömdük abi”
Kirli çıkın derler ya Neyzen baba şöyle bir karıştırdı ceplerini, çıkan ne varsa aldı eline, para eksik…
Hesabı istedi.
Tabii hepimiz mahcup ve keşke yemeseydik durumundayız.
Mekanın sahibi geldi masaya, “Ne hesabı Neyzen baba, ayıp ettin dedi”
Derin bir ohh çektik tabii.
Yalnız çıkana kadar Neyzen baba hesap ödemek için ısrar etti.
Neyse ki adam fikrini değiştirmedi de, “iyi, madem ısrar ediyorsun, n’apalım, öde o zaman” dediğinde, kalınacak durumdan kurtulmuş olduk.