Bu bir adalet çağrısıdır

Zihniyetin batsın rezil herif!

Zihniyetin batsın kepaze!

Pipisini amcalara göstermekten ar etmemeyi öğrenen sensin. Sünnet düğünü yapılıp şehzade kıyafetleriyle yedi düvele padişah namzedi gibi tanıtılan sen! Oysa ben bir kız çocuğuyum ve daha doğduğumda eksiklenmiş annem cinsiyetimden ve hep bir utanç olmuş dişiliğim ta altımı açarkenden itibaren. Ne adet sancımı söyleyebilmişim kimselere ne de övünç kaynağı olmuş kadınlığa attığım ilk adım.

Övülen sensin, yüceltilen senin sendeki korkunç ezikliğin!

Sana kız mı yok, fiskeleyerek seçeriz denen sensin. Elini sallasan ellisini ellersin, elinin kiri sayılır, siler geçersin. Oysa ben bir genç kızım ve yüreğim titrer ellerine değerse ellerim. Bırak sevişmeyi dudağın yakınlaşsa dudağıma, namusum lekelenir deyip başımı öne eğerim.

Yine de ölen benim öldüren sensin.

Zihniyetin çürüsün alçak!

Senin namusun kirlenmez çünkü namus dediğin benim. Tepeden tırnağa namusa kesmişim; bekçisi sen, kirlenen ben, öldürerek temizleyen yine sen, yine sensin. Öyle belletilmiş ki adımın çıkmaması gerektiği, iftiraya kurban giden ben, iftiraya inanıp öldüren yine sen.

Ah zihniyetin batsın! Batsın sana belletilen insanlık dışı her hususiyet.

Sen çok güçlüsün denmiş bir kere sana. Gücün yeter elbet bana. Değil yumruk, bir tokadın kâfidir yere serip uzatmaya. Uzandığı yerden son nefesini verirken, “Ölmek istemiyorum,” diyen ben, öldüren yine sensin! Dövebilirsin, sövebilirsin, saçımdan tutup sürükleyebilir hatta bu kız değilmiş deyip gerdek gecesinden baba evine geri sürebilirsin.   

Ah zihniyetin batsın, zihniyetin! Hani o gözlerine yansıyan, bıyık burduran, göz süzdüren ve hep art niyetle bakan zihniyetin var ya işte o batsın.

Azıcık dikleniversem sürtük dersin, biraz dişimi göstersem, işte kötek dersin; başımı eğersem ezer, aman dilersem efelenirsin. Değil mi ki Tanrının gölgesi bellemişsin kendini ve arkana almışsın koskoca dini; elbet ağa da sensin, paşa da sensin, güya adam da sensin. Zihniyetin batsın efendi, zihniyetin!

Aynı sofrada iki duble rakı içsem, içinden “gece benim” diye geçirirsin. Gece sokağa çıkıp yürüsem, kim bilir nereden geliyor yosmam dersin. Sana göre ben insan değil, meme ve vajinadan ibaretim. Hani sözüm ona sevişmeyi bilsen, beni insan olarak görebilirsin ama bilmediğin için kendi ayıplarını benim bedenimle örtersin. Eziksin ey pislik! Bu yüzden öldüren sensin, bu yüzden kahpe sensin!

“Ben senin penis boyuna takmazken, sen benim etek boyuma nasıl bakarsın be hey onursuz!” deyip çırılçıplak sokaklara fırlamak ve tüm hemcinslerimi toplayıp hep bir ağızdan, “Orospu da sizsiniz, kaltak da siz! O kirli zihniyetiniz kurusun!” desek… Desek…

Desek de demesek de, gerçek gün gibi açık.

Erkek egemen demek söz söyleme hakkının erkekte olması demek. Erkeğe söz söyleme hak ve hürriyetini tanıyan birincil ögedir din. Özellikle cahillerin elinde şekillenen dini literatür, kadın etinden beslenir. Üstüne kefeleri yozlaşmış, tartısı şaibeli adaletsizlik sosu da eklendi mi, öldürmek de mubah, taciz ve tecavüz de.

Tüm kadın cinayetlerine kurban giden o gencecik bedenlerin ahı elbet yeter bu düzeni devirmeye. Ama ilahi adaleti beklemek demek, adaletten vazgeçmek demek.

Beddua etmeyeceğim elbet. Bu iş duayla değil, adaletle çözülür. Bu kir suyla değil, hukukla temizlenir. Toplumun tüm ileri gelenlerini, söz sahibi olan kadın erkek herkesi, “kadın cinayetlerine dur demeye” çağırıyorum. Hepimiz sadece yaşam hakkı için, adalet için, hukuk için, kızlara eşit eğitim şartları için başkaldırmalı, ayaklanmalı, yollara çıkmalıyız.