Bolivya’da her şey sil baştan

Darbe ile iktidardan düşürülen ve lideri utanç verici biçimde ülkeyi terk etmiş bir partinin aradan bir yıldan az süre geçtikten sonra ezici bir destekle yeniden iktidara gelişi pek rastlanan bir durum değil.

Evo Morales’in darbe ile iktidardan düşürülüp sürgüne gidişinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Bolivya’da serbest seçimler gerçekleşti. 2 Mayısta yapılması gerektiği halde pandemi gerekçesiyle 6 Eylüle alınan seçimler Yüksek Seçim Mahkemesi (TSE) kararıyla üçüncü kez belirsiz bir tarihe ertelenmişti. Fakat aylarca süren grev ve yol işgalleri sonucunda “de facto” iktidar seçimleri yapmak zorunda kaldı.

MORALES’TEN YÜZDE 10 DAHA FAZLA OY

Evo Morales’in partisi “MAS-IPSP” (Sosyalizme Doğru Hareket-Halk Egemenliği için Politik Araç) onun yokluğunda eski ekonomi bakanı Luis Arce’yi aday gösterdi. Karşısındaki sağ ise dağınık halde seçime girdi. Sağın favori adayı Carlos Mesa yüzde 29 ve Luis Camacho yüzde 14 oy alabildi. Darbenin “De facto” devlet başkanı Jeanine Añez aday bile olamadı. MAS’ın adayı Arce tüm rakiplerinin toplamından fazla yüzde 54 oy alarak net bir zafer kazandı.

Bölgelerden alınan oy oranlarına bakıldığında Sosyalizme Doğru Hareket Partisi 2019’da Evo Morales’in hile yapmakla suçlandığı seçim sonuçlarını tekrar etti. Tek farkı Arce’nin başkanlık seçimlerinde Morales’ten yüzde 10 daha fazla oy toplamayı başarmış olmasıydı. 

Değişen şey ise seçim sonucunun darbeci sağ tarafından tanınmasıydı. Kıtadaki sol eğilimli liderlerin iflah olmaz düşmanı Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) başkanı Luis Almagro, Arce’yi ilk tebrik edenler arasındaydı.

PEK RASTLANMAYAN BİR DURUM

Luis Arce. Morales’ten yüzde 10 daha fazla oy aldı

Bolivya’da sadece başkanlık değil meclis ve senato seçimleri de yenilendi. Senatoda 36 sandalyenin 21’ini, mecliste 130 sandalyenin 73’ünü tek başına MAS elde etti. Ancak belirtmeliyim ki bu rakamlar salt çoğunluk için gerekli sayıdan senatoda 3, mecliste 13 eksik.

Her ne kadar seçim sonuçları önceden aşağı yukarı belliyse de bu Bolivya’da yaşananın istisnai bir durum olduğunu yadsımıyor. Darbe ile iktidardan düşürülen ve lideri utanç verici biçimde ülkeyi terk etmiş bir partinin aradan bir yıldan az süre geçtikten sonra ezici bir destekle yeniden iktidara gelişi pek rastlanan bir durum değil.

Yine de bu istisnai durumu açıklayan yeterli verilere sahibiz.

Öncelikle bir toplumsal devrimle gelen ve 14 yıldır iktidarda olan MAS halen Bolivya’daki en güçlü siyasi hareket olma özelliğini koruyor. Bunu da yerel, sendikal ve yerli örgütlerindeki gücüne borçlu. Yani MAS 14 yıllık iktidarına rağmen halen sosyal hareketlerden beslenen, onların temsilcilerini iktidara taşıyan bir parti olma özelliğine sahip.

MORALES KARŞITI OYLAR DARBECİLERE YETMEDİ

Buna karşılık sağ cephe sendikalara, yerlilere düşman pozisyonunu sürdürüyor. Morales’i darbe ile gönderme başarısı da bu pozisyonlarında haklı oldukları yanılgısını besledi. İçişleri bakanı seçim sürecinde bile sadece MAS yöneticilerini değil sendikal liderleri de hapse attırmak için elinden geleni ardına koymadı. Bir yandan yüzde 65’i yerli olan bu toplumu tehdit etmeyi sürdürürken diğer yandan Morales karşıtı oylarla iktidarı kazanacaklarını düşündüler. Darbeci Camacho-Añez ikilisinden farklı olan Carlos Mesa bile Morales karşıtı kolay oylara güvenerek yerlilerin yanına bile gitmedi.

Üçüncü olarak Bolivya sağı darbeyi sürdürmek için geçen yılki “uluslararası” desteğe sahip değil. Darbecilerin en büyük destekçisi OAS onları seçimin yapılmasına mecbur bırakan en önemli etken. Zira Bolivya’da sağın yönetme kapasitesinin düşüklüğünü en iyi yine OAS biliyor. Darbe sonrası hiçbir sektörü hareket geçiremeyen, uzlaşma sağlayamayan sağın bildiği tek şey şiddet üzerine inşa edilmiş bir iktidar. Pandemi koşullarında bunu bile gerçekleştirme becerisinden yoksun olan sağ farkında olmadan Bolivya’da 2006’dan daha büyük bir toplumsal devrimin taşlarını döşüyordu.

OAS bunun farkında olduğu için seçimleri zorunlu kıldı. MAS’ın kitlesel desteğini korumayı başardığı ama buna çok fazla güvenemeyeceğini öğrendiği koşullarda yaşanan bu normalleşme Amerikancı cephenin de işine geliyor.

MORALES’İN GERİYE DÖNÜŞÜNE TALEP YOK.

Evo Morales. Kabineye alınması düşünülmüyor

Her ne kadar MAS yöneticileri öyle davransa da seçimlerin gerçekleşmesi her şeyin yoluna girdiği anlamına gelmiyor. Bir defa Morales’in oyun dışı kalmasıyla MAS içindeki dengeler değişti. Örneğin Arce’nin başkan yardımcısı David Choquehuanca, Evo Morales’e mesafeli bir politikacı. Başkent La Paz’da gösterilen başarı da onun eseri. En yoğun ve en politik nüfusun bulunduğu başkentin El Alto bölgesinde Morales hiç sevilmiyor. Bu yüzden başkenti sağcılar ele geçirdiğinde El Alto aşağıya inip Morales’e destek vermemişti.

Şimdiden yeni başkan Luis Arce, hakkında açılan davalar sebebiyle Morales’i kabineye almayı düşünmedikleri açıkladı. Gerçek şu ki Bolivya’da Morales’in geriye dönüşüne yönelik bir toplumsal talep yok. Dahası onun gidişiyle herkes rahat etmişe benziyor.

Bolivya’da kimse kurumsal demokrasiye dönüşün verdiği rahatlığı bozmak istemiyor.