Biz ODTÜ’de üç kelime İngilizce öğrendik: ‘Yankee go home’

Dört bir yana haber salsam,
Öldü desem inanır mı.
Dağlar bana geri verin
Kadir’imi, Sinan’ımı.

TURHAN FEYİZOĞLU

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Türkiye’deki siyasi iktidar, yönünü belirlemiş ve ABD’nin başını çektiği dünya politikası doğrultusunda hareket etmeye başlamıştı. Bu yönelim her yönde ABD politikaları doğrultusunda Türkiye’de yaşıyanları doğrudan ya da dolaylı olarak etkiledi. ABD’nin emperyalist politikalarından etkilenmeyenler de vardı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), 1 Kasım 1956 tarihinde öğretime başladı.

ODTÜ’de bir dersin sınavında, 1960’lı yıllarda, ABD’li bir öğretim görevlisi, “Yıllardan beri ODTÜ’de İngilizce eğitim görüyorsunuz. Nasıl İngilizce bilmezsiniz?” diye sorduğunda, TİP yöneticilerinden Adnan Cemgil’in oğlu, ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencisi Sinan Cemgil, “Biz, ODTÜ’de İngilizce üç kelime öğrendik: Yankee Go Home” diye karşılık vermişti.

Sinan ODTÜ Devrim Statdı’nda Amerikan emperyalizmine karşı mücadele çağrılarından birini yaparken. 1969 ( Fotoğraf: Rıza Ezer)

Esasında hepsi bazı yabancı dilleri iyi biliyordu. ABD emperyalizmine karşı oldukları için böyle tepkisel bir davranış içindeydiler. O dönem ODTÜ’de devrimci öğrencilerin liderliğini yapan gençlerden bazıları 2006 yılında, Türkiye’nin en ciddi ve aranan çeviri bürosuna sahiptirler.

Yakın tarihe kısaca göz atalım.

Üniversiteler, 19. yüzyılda siyasi hareketlerin merkeziydi. Türk-Osmanlı Devleti, İlmiyye (hoca), Kalemiyye (bürokrat) ve Seyfiyye (askeriye) gibi üç sınıftan oluşuyordu ve bunlar devletin yönetimine karar veriyorlardı. 1865’te İttihat ve Terakki’nin kuruluşu Mülkiye’de, Tıbbiye’de, Harbiye’de öğrenciler tarafından gerçekleştirilirken kapitalizmin gelişmesiyle 1960’lı yıllarda siyasi hareketlerin oluşma yerleri arasına teknik bilim eğitimi veren üniversitelerden İTÜ ve ODTÜ de katılıyordu.

1960-1980 döneminde de İlmiye, Kalemiyye, Seyfiye gibi bu üç sınıf devlete yön vermeye çalışıyordu.

1969’da Mülkiye’de Türk Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) Mahir Çayan ve arkadaşları tarafından oluşturulurken ODTÜ’de de Hüseyin İnan, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Türk Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) adlı hareketi oluşturuyorlardı.

Üniversiteler özerk kurumlardı. Emniyet güçleri ancak rektör ya da dekanın izniyle okula girebiliyordu. Öğrenciler bu nedenle rahat hareket edebiliyor, örgütlenebiliyorlardı. Üniversitelilerin, iktidara yönelik talepleri vardı, bu nedenle eylem içindeydiler.

ABD, Kıbrıs’taki çıkarları nedeniyle Türkiye’ye yaptığı baskılar sonucu 1964 yılında gençler, 1960 sonrası ilk kez ABD karşıtı eylemler düzenledi.

ODTÜ’de, 30 Haziran 1965 günü yapılan diploma töreninde, öğrenciler, tören alanında, “Sadece Türk Bayraklarının asılmasını” istedi.

Gençlik hareketinin ana çıkış noktası, antiemperyalizm ve İkinci Kurtuluş Savaşı’ydı. Bu amaçla hareket ettiler.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Deniz Gezmiş, bu hareketin en önde olanlarından birisiydi.

İstanbul’da bir eylem yapıldığında diğer gençler İstanbul’a geliyor ve üniversite yurtlarında kalıyordu. Ankara’da da bir eylem olduğunda veya saklanmak gerektiğinde ise ODTÜ’nün ve Mülkiye’nin yurtlarında aylarca barınılıyordu.

Deniz Gezmiş de, yaptığı eylemler nedeniyle İstanbul’da aranmaya başlanınca Ankara’ya gitti ve ODTÜ’nün yurtlarında kalmaya başladı.

Aylarca ODTÜ’nün yurtlarında barınan Deniz, oluşturdukları hareketin kararlarını, eylemlerini hep buradan yürüttü.

Bu çok doğaldı. Çünkü, iktidar için hareket ediyorlardı. Üniversiteler de iktidarlarının bir parçasıydı.

Orta Doğu’dan Ortadoğu’ya gidilerek Filistin hareketine destek verildi.

Vietnam’da pasifikasyon hareketinin planlayıcısı olan Robert W. Kommer, Ankara’ya elçi olarak atanınca ilk olarak ODTÜ’ye gitti.

ODTÜ, ABD’nin yardımıyla kurulmuştu.

Kommer, bir ABD üniversitesine gider gibi gitti ODTÜ’ye ama otomobili devrimci gençler tarafından yakıldı.

Büyükelçi Komer “Vietnam kasabı” olarak tanınıyordu. Arabasının, ABD’nin kendine bağlı zekalar yetiştirmek için kurdurduğu bir üniversitede yakılması ABD tarafından asla bağışlanmayacaktı. ABD ajanları ve Türk devletinin Mit, TSK’daki ve elbette iktidardaki Amerikan bağlısı görevlileri ABD’nin verdiği emirleri yerine getirdiler. Komer’in arabasını yakanlardan biri hariç diğerleri ya idam edildiler, ya da infaz.

Bu olay dünyada büyük yankı uyandırdı.

Bunun öncülüğünde yine Deniz Gezmiş vardı.

Kommer ve ABD’liler, Türkiye’de istedikleri gibi hareket edemez hale geldi. 6. Filo bir daha gelemedi Türkiye’ye.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları ise anti-ABD eylemlerini devam ettirdiler.

14 Şubat 1971 günü, Ankara, Balgat’taki ABD askeri üssüne giren Deniz ve arkadaşları, Çavuş Finley’i rehin alarak ODTÜ yurtlarına götürdü. 15-16 saat sorgulanan Finley, daha sonra serbest bırakıldı.

4 Mart 1971’de 4 ABD’li asker Deniz Gezmiş ve arkadaşları tarafından kaçırıldı.

Deniz ve arkadaşlarının saklandıkları yerlerden birisi de ODTÜ yurtlarıydı. Rehin alınan 4 ABD’li askerin bulunması amacıyla, 5 Mart 1971 günü, ODTÜ kuşatıldı. Öğrencilerle emniyet güçleri arasında çatışma çıktı. ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencisi Şener Erdal, jandarma er Mevlüt Şener ve Aziz Yaltan adlı işçi bu çatışmalarda öldü. Rehin alınan 4 ABD’li asker, Deniz ve arkadaşları tarafından serbest bırakıldı.

Emperyalizme karşı mücadele ve ikinci kurtuluş savaşı şiarıyla yapılan mücadelenin bedeli o dönem çok ağır oldu.

Kommer’in otomobilinin yakılmasında yer alan ODTÜ öğrencilerinden Mustafa Taylan Özgür, İstanbul’da öldürüldü. İlk faili meçhul cinayetlerden birisidir. Katili halen bulunamadı.

ODTÜ öğrencilerinden Sinan Cemgil ile Alpaslan Özdoğan, 31 Mayıs 1971 günü, Nurhak dağında öldürüldü.

Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan, Sinan Cemgil. Türk Halk Kurtuluş Ordusu lideri Deniz Gezmiş’i kurtarmak amacıyla Kürecik Amerikan Üs’sünü basmaya hazırlanıyorlardı. 31 Mayıs 1971’de Jandarmayla girdikleri çatışmada öldürüldüler.

Kommer’in otomobilini yakanlardan ODTÜ öğrencisi Rasih Ulaş Bardakçı, 19 Şubat 1972 günü öldürüldü.

Devrimci önderlerden Deniz Gezmiş (İÜ öğrencisi), Hüseyin İnan (ODTÜ öğrencisi) ve Yusuf Aslan (ODTÜ öğrencisi), 6 Mayıs 1971’de idam edildi.Harun Karadeniz (İTÜ öğrencisi), 15 Ağustos 1975 tarihinde öldü.

ODTÜ’nün ve diğer üniversitelerin tarihinde bunlar da var. Bütün bu hareketler ne olursa olsun bir anlam kazandı. Örneğin, dünya siyasi literatüründe, toplumsal değişimlere öncülük edenler, “Jön Türk” adıyla tanımlanmaya başlandı. Toplumsal tarih devam ediyor.