BARBAROS TANTAN

İzmit’i bilirseniz, kentin bir ucundan bir diğer ucuna uzanan ve bir avlu özelliği taşıyan Yürüyüş Yolu’nu da bilirsiniz.   O yolda kent halkını sabah akşam yürüyüş yaparken görürsünüz. İzmitliler için bir kaynaşma, buluşma ve sosyalleşme mekânıdır Yürüyüş Yolu.

Orda yaşadığım sıralarda Yürüyüş Yolu’nda en az yüz, iki yüz kere karşılaşmışızdır Barbaros Tantan’la. Bir keresinde, yahu sen bu yol üstünde bir yerde de oturmuyorsun kardeşim, oysa seni her gün bu yol üstünde görüyorum, nedir hikmeti bunun diye takılmıştım kendisine:

“Bu yolla kentin yaşamına, kentin büyük dolaşımına katılıyorum dostum. Senin ifadenle yaşanır kentler, adil, demokratik ülkeler düşü kuruyorum her gün bu yolda. Sigara tiryakileri için sigara neyse benim içinde Yürüyüş Yolu odur. Gerçi hınzırlığına sorduğunu biliyorum ama olsun ben de insanlık olsun diye hınzırlığına yanıtlıyorum seni,”diye yanıtlamıştı.

Barbaros Tantan’ı o yol üzerinde gazeteci çantasıyla görmeyen İzmitli çok azdır. Zaten belirgin bir simaydı o. Bir gören bir daha asla unutamazdı. Kendine has seslenişleri, gülüşleri, insanlara takılmaları… Onun o yol üzerinde kimlerle karşılaştığını, tanıştığını, arkadaş olduğunu, kent ve ülke gündemi hakkında kimi kavgalı, kimi şaka şenlikli söyleştiğini artık onu Yürüyüş Yolu’nda bir daha göremeyecek İzmitlilerden başka kime sorabiliriz?

İzmit’te yaşayan ve ünü ülke sınırlarını aşan Karikatürist Muhammet Şengöz’ün  şiirsel ifadeleri onun bu yanını ne güzel dile getirmektedir: 

 

“Bazı insanları fazla tanımanıza gerek yok. 

Bir yemek yemişliğiniz içmişliğiniz de olmasına gerek yok.

Bir gülüşü bir sözü bedeninin devinimi sizi harekete geçirir.

Peşinden de gitmenize gerek yok.

Yaymıştır enerjisini bir kere.

Gitsen de başka yere Barbaros, yürüyeceğim seninle Yürüyüş Yolu’nda uzun bir süre. 

Bazı insanları tanımanıza gerek yok, adıyla yaşar her yerde. 

Yürüdüğün yollarda insanlar öksüz kaldı bu gece…”

 

Evet o, yaşadığı kente enerjisini yaymış biridir.Duruşuyla, düş ve düşünceleriyle tavrıyla bir enerji dağıydı çünkü. 

 

Açık sözlü oluşu, yanlışını insanın yüzüne söylemesi ve bunun sonucunda kimsenin kendisinden kırılmayışı sanki salt  Barbaros Tantan’a has bir özellikti. Gençler çok etkilenirdi ondan. Sadece gazetecilik işinde koşturan gençler değil; bir marangozun, bir tamircinin, yanında çalışan gençler de. Bir bakıma İzmitli gençlerin “Barbaros ağabeyi” idi o.  Ayrı bir tadı vardı Barbaros Tantan’ın yaşlı amcalarla, yaşlı teyzelerle konuşmalarının. Gülüşleri kentin her yerinden gözüken  birer tablo gibiydi adeta.Her ilişkisi hayatı örgütlemek üstüneydi onun.

O, aynı zamanda bir kent bilgesiydi. İzmit tarihini çok iyi bilirdi. Ölümünün ardından, hakkında yazılanlara bakılınca görülüyor ki o, İzmit’te yaşayan bir Türkiyeli, bir yeryüzülü… Örgütlü kötülüğe, ilkelliğe, gericiliğe  karşı susmamış bir silah gibi yaşadı, teslim olmamış bir kale gibi durdu hep.

Ölümünden sonra hakkında ben de Facebook sayfamda onunla ilgili şu satırları paylaştım:

Barbaros Tantan güzel dostumdu. İyi bir gazeteci, sağlam bir devrimci ve onurlu bir duruştu.Uzun yıllar aynı kentte (İzmit) yaşadık. 5 yıl aynı gazetede çalıştık.(Kocaeli Demokrat). Her karşılaşmamızın ardından bir gülüş bırakırdı duyarlıklarıma.Kent içinde bir etkinlikte konuşmacıysam, o da ordaysa, etkinliğin sonunda konuşma metnine el koyar, onlardan güzel bir haber, ya da bir yazı çıkarırdı. Zaman zaman yazılarımı köşesinde paylaşır, ardından da arayıp “telif hakkı falan tutturma” diye takılırdı. Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı sırasında gazeteciliğe boyut getirdiğinin bizzat tanığıyım. İçinde yer almasam da TKP’de de özellikle Kocaeli İl başkanlığı sırasında gençlerin siyasete ilgisinin artmasında belirgin rolünü biliyorum. Kaz Dağları’nda Kızı Melis’le karşılaştıktan sonra aramış, uzun uzun sohbet etmiştik. İzmit’e gittiğimde buluşup rakı içmek için sözleşmiştik. Bu yazı kaleme alınırken sınırlı sayıda insanla Sapanca’da toprağa veriliyor. (2 Aralık 2020) İçim acı dolu.Işıklar içinde uyusun.