Baba oğul Tatlıses’lerin Bodrum konak satışı kavgası

İbrahim Tatlıses, oğlu Ahmet Tatlı’dan Bodrum Bitez’deki kendine ait 21 konağı satmasına engel olup tehdit ettiği gerekçesiyle şikayetçi oldu.

Hürriyet’ten Ali Keser’in haberine göre İbrahim Tatlıses, kendisini tehdit ettiği iddiasıyla oğlu Ahmet Tatlı’dan şikayetçi oldu. Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde ifade veren sanatçı, kendisine ait 20 dairenin satışından olayı oğluyla anlaşmazlık yaşadıkları için tehdit edildiğini söyledi.

İbrahim Tatlıses ifadesinde şunları belirtti:

“Benim Bitez’de Tatlıses Konakları’nda 21 adet dairem var. Bunlardan 20 tanesini bulduğum bir müşteriye satacaktım. Ancak öz oğlum Ahmet Salim Tatlıses daireleri kendisinin satacağını ve bu işe beni karıştırmayacağını söylüyormuş. Benim Tatlıses Konakları’na gelmeme de engel olarak 18 Haziran’da ‘O buraya bir gelsin hele görüşürüz, ben burada onu bekliyorum’ şeklinde tehditvari konuşmuş. Bu konuşmaları Şule ismindeki genel müdürüm bana aktardı.

Mülklerimle ilgili kararlarıma engel olmaya çalışan ve beni gıyabımda tehdit ederek bulduğum müşterilerimi de tehdit eden Ahmet Salim Tatlıses’ten şikayetçiyim. Ateşli silahı olup olmadığını görmedim, ancak olabilir diye düşünüyorum.”

Oğul Ahmet Tatlı ise iddiaları reddetti.

Tatlıses’in Kuşadası, Antalya ve benzeri gözde turizm beldelerinde yatırımları bulunmakta. İbrahim Tatlıses buralardaki otel ve turizm yatırımları, konut ve arazilerinin önemli bölümünü satarak İzmir ve Bodrum çevresinde yoğunlaştı.

BODRUM’U KİMLER KİMLERLE İLİŞKİ İÇİNDE YAĞMALADI

Bodrum’un 1980’den itibaren korkunç şekilde yağmalanıp mahvedilmesinde Güneydoğu’dan taşınan aşiret ilişkileri, mafya, özellikle uyuşturucu kaynaklı kara paracıların büyük etkisi oldu.
Siyasi çevrelerle ilişkileri bu güçlere büyük dokunulmazlıklar sağladı.

12 Eylül’ün diktatörü Kenan Evren ile yakın ilişki kuran sahne ve sinema dünyasının karanlık güçlere dayanan ünlülerinin, futbol kulübü yöneticilerinin, spekülasyon zenginlerinin önemli bir bölümü bu ilişkilerini Turgut Özal devrinde de sıkılaştırarak AKP iktidarında da sürdürdüler. Bu dönemler özellikle turizm alanında ve yatırımlarında, Alanya’dan Çeşme’ye kadar bütün kıyı şeridinin yağmalanmasında çok büyük rantların politikacılarla birlikte paylaşıldığı dönemler oldu.
Türkiye’nin cennetleri mahvedilirken, mahvediciler hiçbir şey ödemeden çok büyük zenginliklere kondular.