Askeri darbelerin asker muhalifleri

Bunu ilk defa burada açıklıyorum: Doğu Perinçek’in, “Türk Ordusu’nun Strateji Sorunu” adlı kitabının önsözünde bahsettiği, o gecekonduda Vartolu inşaat işçileri ile konuşan subay bendim.

DR. ABDULLAH KÖKTÜRK

Doğu Perinçek, 2008 yılında yayınladığı “Türk Ordusu’nun Strateji Sorunu” adlı kitabının önsözünde, “O gece, o gecekonduda, yere bağdaş kurup Vartolu inşaat işçileriyle yürekten duygularla söyleşen, onlara Türk Ordusu’nu anlatan, o unutamadığım subaylarımızın kişiliğinde, fedakar Türk subayına ve kahraman Mehmetçiğe güvenle ve eleştirilmesi umuduyla” diye yazar. O gecekonduda Vartolu inşaat işçileri ile konuşan subay bendim. Bunu ilk defa burada açıklıyorum.

İÇERDE ÇOĞUNLUĞU ZAZA 20-30 İNŞAAT İŞÇİSİ VARDI

Olayın nasıl geliştiğine gelince; Sene 1997 veya 1998 idi. Ben Binbaşı rütbesi ile Mersin’de görev yapıyordum. Bir haber geldi; “İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Mersin’e geldi. Bir gecekonduda işçilerle söyleşecek”. Haberi getirene ben de gelebilir miyim dedim. Gidebileceğim söylenince atladım arabaya, Mersin’in dış mahallelerinde, genellikle Muş Varto’dan göç etmiş emekçilerin oturduğu bir semtte o gecekonduyu buldum. İçerde çoğunluğu Zaza olan, Varto’lu 20-30 inşaat işçisi vardı. Hep beraber yere oturulmuş, karşıda işçiler bir çember oluşturmuşlardı. Doğu Perinçek güncel olaylar üzerine konuştu. Sıra işçilerin soru cevap kısmına geldi. Bir işçi, darbelerden söz ederek bugün yaşananlar da Türk ordusunun sorumlu olduğunu anlatan biraz sert bir konuşma yaptı. Ortam hareketlendi bu konu üzerine başkaları da konuya girmeye başladılar. Ben Doğu Perinçek ile göz göze geldim. Başımla konuşmak istediğimi belirttim O da biraz kaygı duyarak gözleri ile olurladı. Ben önce binbaşı olduğumu belirttim ve darbelerden en çok zarar gören kurumlardan birinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu söyledim. Devamında sermaye süreçlerini anlattım ve askeri darbelere en büyük karşı çıkışların yine ordu içinden geldiğini vurguladım. 12 Eylül askeri darbesinden sonra binlerce sol görüşlü subay ve astsubayın Silahlı Kuvvetlerden ihraç edildiğini, hapislerde işkence gördüğünü, hatta bazılarının idam edildiğini söyledim. Konuşmam bitince kısa bir sessizlik oldu. Peşinden de Kürt işçiler alkışlamaya başladı.

ASKERİ DARBELERİN ASKER MUHALİFLERİ DERNEĞİ

Resmi açıklamalara göre, 12 Mart döneminde 600 asker, 12 Eylül Askeri Müdahalesi’nden sonra da çoğu sol görüşlü, 397 subay, 176 astsubay, 447 askeri öğrenci TSK’dan çıkarıldılar. Hapislere atıldılar. Selimiye’de, Mamak’ta, Dil Okulu’nda işkence gördüler. Teğmen Ömer Yazgan 29 Ocak 1983’de İzmit kapalı cezaevinde asıldı. 1981 KHO mezunu Jandarma Teğmen Ahmet Reşit Erdoğdu, 18 Ocak 1982 günü 12 Eylül cuntacılarının elindeyken, Mamak Cezaevinde yaşamını yitirdi. Fotoğrafı hatırlardadır. Hapisteki askerler tek tip kıyafete verdikleri tepki ile mahkemede tek tip kıyafetleri çıkarıp iç çamaşırı ile kaldılar.

Kendi doğum gününde idam edilen teğmen, Ömer Yazgan

İşte o fotoğraftaki askerler ve askeri darbelere muhalif olmuş diğer askerler, Askeri Darbelerin Asker Muhalifler Derneği’ni (ADAM-Der) kurdular. Askeri darbelere muhalefeti sürdürüyorlar ve darbeler dolayısı ile gasp edilen özlük haklarının iadesi için de bir çalışma yürütüyorlar. Mart 2011 tarihinde çıkan 6191 nolu yasa ile bazıları haklarını aldı. Bir çoğunun başvurusu ise, ilişik kesme işlemi yargıya açık olduğu (askeri öğrencilerinde kanun kapsamı dışında oldukları) gerekçesiyle reddedildi. ADAM-Der 14 Ocak 2021 tarihinde, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurarak, yasadan yararlanamayanları da kapsayacak şekilde 12 Mart 1971 tarihinden, 6191 nolu yasanın çıktığı 22 Mart 2011 tarihine kadar TSK’dan ilişiği kesilenler için bir yasa çalışması yapılması yönünde ilgili kurumlara bir tavsiye kararı erilmesini talep ediyorlar.

Ahmet Reşit Erdoğdu. 18 Ocak 1982 günü 12 Eylül cuntacılarının elindeyken, Mamak Cezaevinde yaşamını yitirdi.

İKTİDARIN SIKIŞTIĞINDA SARILDIĞI KONU

Deniz Harp Okulu son sınıfta okurken bir arkadaşımız dolabında Ecevit’in Arayış dergisi bulunduğu gerekçesi ile, derslerini tamamlamasına rağmen okuldan ihraç edilmişti. 40 yıl geçti arkadaşımıza üniversite diplomasını çok gördüler. Teğmen yapmadıkları gibi üstelik askere çağırdılar. Bunun gibi bir çok haksızlık toplum vicdanını rahatsız edecek seviyede.

Askeri darbe konusu iktidarın sıkıştığında sarıldığı bir konu haline gelmiştir. Ancak darbelere en büyük muhalefetin de TSK içinden geldiğini ve kurum olarak en büyük mağduriyeti TSK’nın yaşadığı görülmektedir. ADAM-Der bu konuda özveri ile çalışmaktadır.

12 Eylül’de, Teğmenler davasında tek tip elbiseyi yırtan subaylar mahkemede.