Antoine Lavoisier’nin giyotinle kesilen başı

Kimya bilimini günah sayan gericilere “bunların, kafaları hiçbir şeye yaramaz” dediği için hedef olan ve “zimmet” ve “devrim karşıtlığı” gibi yapay gerekçelerle, 1794 yılında -solunumla ilgili deneylerini sürdürürken- tutuklanarak Fransa Devrim Mahkemesi önüne çıkartılan ve aynı gün giyotinle ölüm cezasına çarptırılan Antoine Laurent de Lavoisier hem hukuk alanında hem kimya biliminde büyük işler yapmış bir insandır.

Kaynaklar, çağdaş kimyanın kurucusu, ünlü bilim adamını kurtarmak için tüm dostlarının mahkemeye koştuğunu ancak, hiçbirinin tanıklıklarının kabul edilmediğini yazıyor.

Yurttaş Lavoisier’nin çalışmalarıyla Fransa’ya onur sağlayan büyük bir bilgin olduğunda hepimiz birleşiyor, bağışlanmasını diliyoruz” dilekçesiyle başvuran günün seçkin bilim adamlarına, yargıcın verdiği yanıt kesin ve çarpıcıdır:

Cumhuriyet’in bilginlere gereksinimi yoktur!” (“La République n’a pas besoin de savants!”)

Galileo yaşamının son on yılını engizisyonun göz tutsaklığında geçirmişti. Lavoisier de henüz 51 yaşında iken, “Fransa Devrimi” adına kafası giyotinle uçurularak yok edilir.

Gerekçeler devrim karşıtı olması ve çıkar sağlaması idi. Fransız köylülerinden vergi toplayan Fermier General adlı şirkete ortak olması, köylülerin ve tüccarların vergi kaçırmasını önlemek için Paris’in çevresinin duvarla kapatılması önerisini desteklemesi, halktan tepki görmüştü. Yine, Fransız Devrimi’nin liderlerinden Jean-Paul Marat (1743-1793) hem bilimle uğraşan bir doktor olduğundan, onun yazdığı Ateş Üzerine Fiziksel Araştırmalar adlı kitabını bilimsel açıdan yeren Lavoisier birden burjuvazinin de hedefi oldu.

Lavoisier, önce toplanılan vergileri zimmetine geçirmekle ardından da Bastille Hapishanesi’ne saklanmış bir miktar barutun bulunmasıyla birlikte, bu kez de eylemcileri öldürmeyi tasarlamakla yani Fransız Devrimi karşıtlığı suçlamasıyla karşılaşmış ve yobaz kafalarca öldürülmekten kurtulamamıştır.                                
Ölümünden yalnızca bir yıl sonra bu bilim insanına, Fransa Devleti tarafından saygınlığı (iade-i itibar) geri verilmiş,  yüzyıl sonra da Paris meydanına heykeli dikilmiştir.
Boynunun vurulmasını beklerken kitap okuyan Lavoisier’nin, giyotine götürüldüğünde nerede kaldığını unutmamak için okuduğu kitabın arasına bir kitap ayracı koyduğu söylenir.
Ancak onu ayrı kılan ise bilim ile gericiliğin arasındaki düşünce ayırdını, onun bilim insanı olduğunu kanıtlayan, kafası uçurulmadan önceki son anlarıdır.

Antoine Lavoisier ölüme giderken arkadaşı matematikçi ve gökbilimci Lagrange’ı (Joseph Louis Lagrange 1736-1813) çağırır:

Beni idam ettiklerinde, başım giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak; eğer iki kez kırpıyorsam, insan kafası kesildikten sonra bir süre daha beynin düşünmekte olduğunu anlarsınız.”

Söylenenlere göre, Lavoisier’nin kafası, kesildikten sonra sepete düşmüş ve gülerek iki kez göz kırpmıştır.
Gökbilimci ve matematikçi J.L.Lagrange diyor ki:
Lavoisier’nin son saniyedeki kanıt arayışı, bilimin, bilimselliğin yüzyıllar sürecek ışığıdır. Ama o yobaz kafalar insanlığa ve bilime engeller üretmek için daha yüzyıllarca kendilerini ve insanlığı karanlıklarda süründüreceklerdir…”