Amerika’da Kuzeyin Güneyle savaşı devam ediyor

Bugün yaşanan olaylar, 1861 – 1865 tarihleri arasında yaşanan savaşın, 21. yy biçiminde devamıdır aslında ve özünde Amerikan feodalizmi ile kapitalizminin çatışmasıdır.

Ali TAŞ
alitas1970@gmail.com

Amerika’daki ayaklanmalar birkaç gündür gündemi işgal ediyor. Kimisi bu ayaklanmalara ‘Anglosakson Baharı’ diyor, kimisi ‘Amerika’nın Gezisi’ni selamlıyor. Herkes, kendi ideolojik konumlanmasına göre tavır geliştiriyor.

Konuya yüzeysel bakınca elbette bu sonuçlara ulaşılması doğaldır. Ama biraz derine inildiğinde işler biraz karışıyor.

Yanlış hatırlamıyorsam, Aslan Başer Kafaoğlu’nun tespitiydi. “Amerikan İç Savaşı, dünyanın tarihini değiştiren bir olaydır.” Kafaoğlu, Amerikan İç Savaşını güneyin kazanması halinde Amerika Birleşik Devletleri’nin olamayacağını, o zaman da bambaşka bir tarih gelişeceğini belirtiyordu, ki bunda da bence haklıydı.

Bugün yaşanan olaylar, 1861 – 1865 tarihleri arasında yaşanan savaşın, 21. yy biçiminde devamıdır aslında ve özünde Amerikan feodalizmi ile kapitalizminin çatışmasıdır. Amerikan İç Savaşı, köleciliğe karşı kuzeyliler ile köleciliği savunan güneyliler arasında olmuştur ve meselenin özünde, sanayileşmiş, burjuvasını ve buna bağlı kültürünü yaratmış olan kapitalist kuzey ile feodalizmin ve kültürünün egemen olduğu güneyliler siyasal gücü ele geçirebilmek için silahları çekmişlerdir. Sonuçta kazanan (tarihin akışına uygun olarak) kuzeyliler, kapitalizm ve burjuvazi olmuştur. Tarihe dikkat edecek olursanız, kapitalizm henüz devrimci barutunu tüketmemiştir. Çünkü hala karşısında feodalizm vardır ve feodalizme karşı devrimci gücünü korumaktadır.

21. yy’da toplumsal ve hukuken ‘kölelik’ diye bir kavram kalmamasına rağmen, kültürel olarak ‘ırkçılık’ şemsiyesi altında hala varlığını sürdürmektedir. Bu Amerikan feodalizminin kalıntılarının hala diri olduğunu göstermektedir. Amerikan halkı, hala bu kalıntılarla mücadele etmekte, aslında alttan alta iç savaşı devam ettirmektedir.

Meselenin önemli bir boyutu da, bugün Amerika’da muhafazakarlık adı altında ırkçılık, vb. gerici anlayış ve uygulamaları destekleyen yani feodalist Cumhuriyetçi Parti’nin olmasıdır. Soner Yalçın bugünkü köşesinde önemli bir noktaya işaret ediyor. Diyor ki; “Amerikan İç Savaşı öncesinde köleliğin devamını isteyen Demokrat Partiy’di. Köleliğin kaldırılmasını isteyenler Demokrat Parti’den ayrılarak Cumhuriyetçi Parti’yi kurdular.” Evet, Soner Yalçın’ın da belirttiği gibi Cumhuriyetçiler başlangıçta kapitalizmi ve onun ekonomik ve kültürel kurallarını yaşama geçirmek isteyenlerdi. Ancak tarihsel gelişim içerisinde kapitalizm gericileştikçe, kapitalizmin ürünleri de gericileşti ve bugünkü noktaya savrulabildi. Amerika’ki Cumhuriyetçi, Demokrat ayrışması, tarihsel gelişimi ile birlikte ayrıntılı olarak incelenmelidir. Çünkü bu iki partinin yer değiştirmesi, kapitalist süreci anlamanın önemli araçlarından birisidir.