Ah solcu kardeşlerim, bilseniz ki tam da solun zamanı!

Sol yurtsever olmaktır, ülkesini sevmek, halktan yana olmaktır, onurlu olmaktır, dürüst olmaktır, özverili olmaktır; bilgili, birikimli ve vicdanlı olmaktır. Solun içinde bulunduğu, ya da gerilediği yere bir sağcının çıkabilmesi çok ama çok uzun zaman alır.


hayrettingeckin@gmail.com

“Kala kala ben
süzüle süzüle yalnızlığım
ter basmış aklımı üşüyorum”
 dediğim çok olur.

12 Eylül koşullarında, “bunca yaşananlara aldırmadan şiir mi yazıyorsun” dedirtmemek için arkadaşlarımdan gizlediğim ve dışarı çıkarmanın zorluğunu da hesaba katarak ezberlemeye çalıştığım şiirlerimin içinde geçer bu dizeler. Ranzamın önünde bir sağa bir sola volta atarak, kendi kendime konuştuğumu sanıp sağımdan-solumdan gelen“kafayı yemiş” fısıltılarına aldırmadan ezberlemeye çalıştığım şiirlerimin…

HAYAT DENEN ÖĞRETMEN…

Bazı durumlarda yalnızlığı seçmeli insan… Çünkü ne şiir yazılır yalnızlığı seçmeden, ne okunan kitaptan doğru düzgün bir çıkarımda bulunulabilir. Bu da ister istemez eleştirel olmayı zorunlu kılar. Öyle ya! Eleştirel olmadan sağlam bir dünya görüşüne, üretken bir bakış açısına sahip olmak mümkün mü?

Hayat denen öğretmen o kadar çok yanlışını buluyor ki insanın… Yeter ki bildiklerini unutmaya, ezberlediklerinden kurtulmaya çalışsın. Devrime edebiyatın içinden, şiirin ve aşkın içinden gidilebileceğini düşünemeyecek kadar toy olduğum zamanlar geliyor aklıma bunu derken. Aşkın ve sanatın incelttiği bir dünyada yaşamak istediğimi şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Demek ki insanın bilincini mayalayan biraz da zaman…

“Birkaç yıldız ötede bir düşte konaklamak” özlemi eskiden beri yakamı bırakmıyor. Hep bir yerlere gitme duygusu, öte gerçeklere meraktan… Belki de bu yüzden seçtim devrimciliği. Ama devrimcilik bana göre bir karnavala katılmak, bir şenliğin içinde bulunmak gibi bir şey. Bugün bu düşüncemde daha fazla ısrarcıyım. İnsanlara tepeden bakan, asık süratli, gülmeyi beceremeyen kimselerle bu işin içinde olmamak gerektiğini düşünmeye başlayalı çok oldu üstelik.

NE ZAMAN BİR GÜL ISLIK ÇALSA…

Karşı olmak bir sonuç gibi geliyor hep bana. Geçenlerde biriyle söyleşirken bir yoksulun kapitalizme karşı olması bir zorunluluktur ama bir varsılın karşı olması vicdani zorunluluktur demiştim Karşımdaki de; “yoksullara din ve milliyetçilik duyguları kolay enjekte ediliyor, böylece onların karşı olma zorunluluğu kalmıyor” demişti… Gülmüştük ikimiz de. Sahiden yoksullar bir gün cennetin olmadığını öğrenirlerse onları kontrol edip yönetenler ne yaparlar hiç düşündünüz mü?

Komutanları da aynı şekilde; öyle ya ne yaparlar savaşmayı reddederse emrindeki askerler?

İyi ki sonuca odaklı biri değilim. Kendi halinde bir yolcuyum işte…

O düş senin, bu düş benim, gidiyorum. Devrimi göremeyeceğim belli fakat: adil, eşitlikçi, özgürlükçü bir dünya için yolculuk, benim için bir yaşam biçimi. Şikâyetçi de değilim halimden. Ne zaman bir gül ıslık çalsa sokağa fırlıyorum. Biliyorum iflah olmam ben.

SOLUN ZAMANI

Bizim şu “solculara” kızmayayım da ne yapayım: Haramiler saltanatı sürüp giderken “uyan halkım, uyan” diye ninni söylüyorlar ve halkın uyanmasını bekliyorlar. Muratlarına eremeyince de aralarında bir kapışmadır, bir sataşmadır gidiyor. Sözgelimi bir kısmı AKP’nin zulümden örülme iktidarını, “Yetmez ama Evetçiler” sayesinde  kurduğunu iddia ediyor. Bunu diyenlerin önemli bir kısmı kendisini CHP’nin sığ sularında serinletirken “Yenikapı”, “Dokunulmazlıkların Kaldırılması” mesellerinde CHP’den AKP’ye verilen açık desteğin AKP faşizminin bugün geldiği noktayı nasıl beslediğini düşünmüyor bile. Bu kuşkusuz bir şeyi değiştirememenin, dönüştürememenin psikolojisi… Yanlış önderliklerle yüzleşemememe hâli…

Kürt sorunu karşısında milliyetçi kesime taş çıkartanlar da yok değil ha… Doğa tahribatı karşısında bile bir araya gelemeyen; ağaçların, kuşların ve suların savunmasını zaafa uğratan solcu kardeşlerimin arasında da bir karnaval, bir şenlik havasında geçecek değil ya mücadele!

Sakın bu yazıyı okuyan bir sağcı kendine pay çıkarmasın bu söylediklerimden.  Sol yurtsever olmaktır, ülkesini sevmek, halktan yana olmaktır, onurlu olmaktır, dürüst olmaktır, özverili olmaktır; bilgili, birikimli ve vicdanlı olmaktır. Solun içinde bulunduğu, ya da gerilediği yere bir sağcının çıkabilmesi çok ama çok uzun zaman alır. Ah solcu kardeşlerim… Bilseler ki tam da solun zamanı.