100 müzisyen intihar etti ama her şey yolunda!

Salgın koşullarında hayatta kalmaya çalışan bu insanların birçoğunun ekmek teknelerini satmak zorunda kaldıkları ise bir başka gerçek.

Bursa’da 400 işçinin çalıştığı Tekmis Tekstil’in sahibi, Türk-İş’e bağlı TEKSİF’te örgütlenen işçileri fabrikayı kapatmakla tehdit etmiş.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre, tehdit sökmeyince bu kez de sendikaya üye olmayan ya da istifa eden işçilere “zekât” adı altında ikişer bin lira teşvik dağıtmış!

Covid-19 salgınının buna benzer davranışlara cevaz verdiği koşullardayız.

Salgın bahanesiyle işten çıkarmalar, ücretsiz izne yollamalar, karşı çıkanlara mobingler, tehditler, şantajlar…

Sanırsınız ki 19. Yüzyılın vahşi kapitalizm dönemi.

Olaylar çok daha vahşi bir dönemden geçtiğimizi gösteriyor aslında.

Bu vahşete de en başta devlet kurumları göz yumuyor…

Sağlık çalışanlarının pandemi dönemine özgü ek ödeme ücretlerini ödemeyen de, ormanlarda kamp yapmayı salgın gerekçesiyle yasaklayıp yüzlerce kişinin katılacağı ÇED toplantılarını izin veren de, 5000 kişinin katıldığı düğünlere gıkını çıkarmayan da hep aynı kurumlar…

Salgın, AKP iktidarına tâbi devlet bürokrasisinin halka karşı kullandığı bir araç artık.

ÂLİCENAPLIK VE MOBİNG

Eskiden, aşağı yukarı 18 yıl öncesine kadar, devlet ile hükümet uygulamaları arasında açık, belirgin farklılıklar vardı. Beşer yıllık planlarına tâbi devlet bürokrasisi, hükümetin her istediğini “emrin başım üstüne” diyerek yerine getirmezdi.

Her ne kadar çoğu kez işleri yavaşlatsa, büsbütün içinden çıkılmaz hale getirse, halkı mağdur etse de “mevzuat hazretleri” diye bir şey vardı ve öyle valiymiş, kaymakammış, karakol komutanıymış, iktidarın ve iktidara yakın kimse ve kuruluşların tarafını tutamazdı.

Devri AKP’de bütün bu “özerk” yapı darmaduman olmuş durumda. En küçük memurundan en üst düzey bürokratına dek tümü AKP’ye ve ona yakın kişilerin gözünün içine bakıyor. Çünkü tüm bürokrasi mensubini oturduğu koltuğu, kendisini o makamlara getirenlerin “alicenaplığına” borçlu.

Dolayısıyla iktidarın bürokrasi üzerinde herkesin bildiği ama kimsenin sesini çıkarmadığı bir mobingi var.

Son günlerden bir örnek, İçişleri Bakanı Soylu’nun AYM Başkanı’na yönelik sözleri…

Cengiz Holding’in Kazdağları’na gelmesiyle birlikte Kirazlı’daki yaşam nöbetine müdahale edilmesi, yörede jandarmanın yaptığı adım başı GBT taraması…

Manisa’da Salihli’nin Çapaklı köyünde, Konya’da Ilgın’ın  Çavuşçugöl köyünde, Bursa’da Yenişehir’in Kirazlıyayla köyünde köylülerin yediği jandarma dayağı, gözaltına almalar…

Bunların hepsi devlet kurumlarının artık kamunun yanında olmadığını göstergesi.

“EKONOMİ TIKIRINDA”!

Ancak resmi açıklamalara inanacak olursak, dış politikadan eğitime, salgın yönetiminden gündelik hayata her şey yolunda…

Ekonomi?

“Ekonomi tıkırında”!

Hani Maliye Bakanı Albayrak Ahmet Hakan’a TV programında sordu ya, “maaşını dolar üzerinden mi alıyorsun” diye…

Oysa…

TÜİK’in “İşgücü İstatistikleri, Nisan 2020” raporu, ülkede zaten var olan ekonomik krizin Covid-19 salgınıyla birlikte çalışma yaşamını nasıl yıkıma uğrattığını gösteriyor:

İşsiz sayısı 2 milyon 585 bin kişi artmış durumda…

Rapor, Nisan 2020’de tarımda çalışan sayısının 491 bin kişi azalarak 4 milyon 485 bine, sanayide çalışan sayısının 209 bin azalarak 5 milyon 344 bine, inşaatta çalışan sayısının 361 bin azalarak 1 milyon 250 bine ve hizmetlerde çalışan sayısının ise 1 milyon 524 bine azalarak 14 milyon 535 bin kişiye indiğini ortaya koyuyor.

Yani?

Ekonomi öyle o kadar tıkırında ki, CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gamze Taşcıer açıkladı, salgının başından bugüne 100’e yakın müzisyen yaşamına son vermiş…

Müzik aletlerinden başka hiçbir şeyleri olmayan, sosyal güvencesiz 100 sanatçı…

İNTİHAR EDEN SANATÇILAR

Gazete Duvar’a konuşan Taşcıer Mart ayından bu yana çalışamayan veya çalışırken yasaklardan kaynaklı mağduriyet yaşayıp ekonomik ve manevi yıkım yaşayan binlerce müzisyen bulunduğunu, bu müzisyenlerin ne kısa çalışma ödeneği, ne işsizlik maaşı alabildiklerini, başka bir iş yapmak isteseler dahi onu da bulamadıklarını söylüyor.

Salgın koşullarında hayatta kalmaya çalışan bu insanların birçoğunun ekmek paralarını kazandıkları müzik aletlerini satmak zorunda kaldıkları ise bir başka gerçek. Salgının her geçen gün yoğunlaştırdığı krizin tüm sonuçları, öyle görünüyor ki yakın zamanda tüm çıplaklığıyla çıkacak ortaya.